Frankfurt Notları 16: Almanya Maliyesi, "Evlenin ve Çocuk Yapın" diyor olabilir mi?

Bu başlık, evlenme, çocuk yapma ve maliye gibi kavramları bir arada görünce okuyanları şaşırtabilir, hatta bir yazım hatası olduğunu düşünenler bile çıkabilir. Ancak, maliye politikaları hayatın her alanına dokunduğu için, bu şaşırtıcı değildir.
 
Almanya, düşük doğum oranları nedeniyle uzun yıllardır demografik bir sorunla karşı karşıya. 2000’li yılların başında, Almanya’daki doğum oranı kadın başına 1.3 iken, bu oran 2016 itibarıyla kısa bir artış yaşamış, ancak tekrar düşüşe geçmiştir. Artış gösteren yıllarda bile, nüfusun sürdürülebilmesi için gerekli olan 2.1 seviyesinin altındadır.

Bir ülkenin nüfusunu sürdürülebilir şekilde artırabilmesi için doğurganlık oranının, yani bir kadının yaşamı boyunca sahip olduğu ortalama çocuk sayısının 2.1 civarında olması gerektiği bilinmektedir. Bu oran, "nüfusun kendini yenileme seviyesi" olarak adlandırılır. 2.1 doğum oranı, mevcut nüfusu sürdürebilecek yeterli sayıda çocuğun doğmasını sağlar.
 
Peki, neden tam olarak 2.1? 

Buradaki "2” sayısı, her ebeveynin (bir anne ve bir baba) yerini alacak iki çocuğu temsil ederken, "0.1” ise çocuk ölümleri ve çocuk sahibi olmayan bireyler gibi faktörler için eklenmektedir. Almanya'nın yaşlanan nüfusu, özellikle emeklilik sistemi ve işgücü piyasası üzerinde uzun vadeli etkiler bırakmakta. Bu nedenle, Almanya bir yandan çocuklar için sosyal destekler sağlarken, diğer yandan işgücü açığını kapatmak amacıyla göçmen politikalarını gevşetmektedir.

Birçok gelişmiş veya gelişmekte olan ülke gibi Almanya da, nüfus artışını teşvik etmeye yönelik politikalar uygulamaktadır. Bugün pekçok ülkede siyasetçiler ve bürokratlar, bu yönde aldıkları önlemler ve açıklamaları nedeniyle eleştirilere maruz kalsalar da, sosyal güvenlik primleri, yardımlar ve vergi indirimleri gibi mali araçlarla aileleri destekleme yoluna gitmektedirler.

Almanya'da Vergi Sınıfları (Steuerklassen)

Almanya'da gelir vergisi, bireylerin medeni durumu ve aile yapısına göre farklı sınıflandırmalara tabidir. Bu sınıflar, çalışanların net gelirlerini doğrudan etkilemektedir. Temel vergi sınıfları şu şekildedir:

Vergi Sınıfı I: Bekârlar, dul veya boşanmış kişiler.
Vergi Sınıfı II: Çocuğuna tek başına bakan bekar ebeveynler.
Vergi Sınıfı III: Evli olup eşi çalışmayan veya çok az gelir elde eden kişiler.
Vergi Sınıfı IV: Her iki eşin de çalıştığı evli çiftler.
Vergi Sınıfı V: Eşlerden biri Vergi Sınıfı III'ü seçtiğinde, diğer eş bu sınıfa yerleştirilir.
Vergi Sınıfı VI: Birden fazla işte çalışan kişiler için geçerlidir.

Bu sınıflar ışığında, 4000 Euro brüt maaş alan bir bireyin bekar ve evli, çocuklu olması durumundaki maaş hesaplarına bakalım:

    Bekar (Vergi Sınıfı I):
  - Brüt maaş: 4000 Euro 
  - Vergi ve sosyal kesintiler: Yaklaşık %40 
  - Net maaş: 2400 Euro

 Evli, Eşi Çalışmayan ve 2 Çocuklu (Vergi Sınıfı III):
  - Brüt maaş: 4000 Euro 
  - Vergi kesintisi: Yaklaşık %25 
  - Net maaş: 3000 Euro (çocuk yardımı hariç)
  - Ayrıca çocuk yardımı (Kindergeld): 2 çocuk için 500 Euro
  - Toplam gelir: 3500 Euro

 Almanya'da Çocuk Yardımı (Kindergeld)

Almanya, çocuk sahibi aileleri desteklemek amacıyla çocuk yardımı (Kindergeld) sağlamaktadır. 2024 itibarıyla, çocuk başına aylık 250 Euro yardım yapılmaktadır. Bu durumda, iki çocuklu bir aile toplamda 500 Euro çocuk yardımı almaktadır. Bu tür desteklerle devlet, düşük doğum oranlarıyla mücadele etmeyi hedeflemekte. Ancak, mevcut vergi düzenlemeleri ve çocuk yardımları, nüfus krizine henüz kalıcı bir çözüm getirebilmiş görünmemektedir.

Bu Desteklere Rağmen...

- Yüksek yaşam maliyetleri, birçok aile için çocuk sahibi olma kararını zorlaştırmaktadır.
- Kadınların iş gücüne katılımı arttıkça ve eğitim seviyeleri yükseldikçe, kadınlar daha geç yaşta evlenip, daha az çocuk sahibi olma eğilimindedir.
- Çocuk bakım hizmetlerinin yetersizliği, özellikle çalışan ebeveynler için büyük bir zorluk teşkil etmektedir.

Almanya'da bu tür teşviklere rağmen, nüfus artışını en çok destekleyen kesimin göçmenler olduğu görülmektedir. Ancak, son yıllarda giderek artan göçmen karşıtlığı da bu sorunu daha karmaşık bir hale getirmektedir. Doğum-ölüm dengesindeki bozulmanın yakın vadede değişip değişmeyeceği belirsizdir, son yıllarda Almanya'da ölüm sayısı doğum sayısının üzerinde seyretmektedir.  

Alman Maliyesi, Alman halkını çocuk yapma konusunda ikna edebilecek mi? Şu ana kadar bu sorunun yanıtı olumlu olmamış gibi görünüyor. Göçmen karşıtlığı da eklenince, Almanya’nın nüfus artışına yönelik çabaları daha da zorlaşabilir gibi duruyor.
 

Uzm.Klinik Psk.Gülşah AKÇAY CİVRİZ