Metaverse, hobilerden önce KOBİ’lere uyarlanmalı, 08 Ekim 2022 Cumartesi
Günümüzde dijital dünyanın en popüler kavramı haline gelen Metaverse, Piksel ’den Voksel’e geçiş anlamında internetin bir sonraki durağı olarak görülüyor. Kavram olarak ortaya çıktığı günden bugüne daha çok teknoloji şirketleri tarafından projelendirilen ve farklı amaçlarla ortaya çıkan "Metaverse Evreni” gibi kurgulanıyor. Sandbox, AXS, Decentraland, OVR, günümüzde Amerika ve Kanada’da beta sürümü yayınlanan Horizon World, en popüler Metaverse Evrenleri gibi…
Bunun yanında işletmeler, bankalar, kamu kurumları yavaş yavaş bu alanda konumlanıyor. Burada birden çok evren olacağı için kurumların, şirketlerin nerede ve neden yer almaları gerektiğiyle ilgili çalışma yapmalarının önemine dikkat çekiliyor. Hal böyle olunca, KOBİ’lerin de burada kendilerine yer bulmaları şart. Özellikle genç işletmelerin gelişmesi ve müşteri kitlesini artırması için bu strateji hayati değer taşıyor.
18-39 YAŞ ARASI TÜKETİCİ KİTLESİNE DİKKAT
Her ne kadar büyük ölçekli Metaverse yatırımları, KOBİ’leri geri planda bıraksa da "evrenler”, KOBİ’ler için de büyük avantajlar sunuyor olacak. Yeni dijital dünyada KOBİ’ler kendi platformlarını oluşturabilecek. Burada kendi ürün ve teknolojilerini sergileyebilecek, mevcut ve potansiyel müşterilerle kolayca iletişim kurabilecekler.
Metaverse, şirketlerin; özellikle 18-39 yaş arası tüketici kitlesine en hızlı ulaşmasını sağlayan bir aracı görevini üstleneceği öngörülüyor. Zira 18-39 yaş arası tüketiciler interneti alış veriş amaçlı en yaygın kullanan toplumsal kitle…
DİJİTAL MODANIN MIKNATISLAYAN ÇEKİCİLİĞİ
KOBİ’ler den söz açılmışken, Türkiye’de KOBİ ölçeğindeki tekstil şirketleri Metaverse yatırımında bulunduğunda nasıl avantajlar sağlar sorusunun cevabı için, örnek üzerinden ilerleyelim; Dijital Moda özellikle 18 yaş ve üzeri tüketici kitlesini kendine mıknatıslaysan bir çekiciliğe sahip olduğundan, KOBİ’lerin Voksel alan yatırımlarına yönelmeleri zaman içinde gereklilik haline gelecek. İhtiyacı hissedip önceden yatırım yapanlar ise rekabet avantajı ve ekonomik fırsatlar kazanabilecek.
Örneğe buyurun; mont tercihinde uluslararası seçkin giyim markalarının Metaverse uygulamalarındaki kullanım deneyiminden farklı olarak, Türkiye’deki bir tekstil şirketinin Metaverse kullanım deneyimi yaşamış bir tüketici, küresel çapta yaşanan enflasyondan kaynaklı yüksek ücretleri de dikkate alarak, tercihini Türk markasından yana kullanabilir… Zira etikete bakarak değil, kullanım rahatlığına bakarak karar verecektir. Bu da Türk markasının tüketici tercihinde öne çıkarmış olacak.
METAVERSE UZMANI FİLAN YOK
Aslına bakılırsa "Metaverse uzmanı” diye bir uzmanlık dalı mevcut değil. Siz bakmayın mantar gibi türeyen metaverse dernekleri, hukukçuları, eğitimcileri, hizmetleri gibi oluşumlara… Peki, ne var? Metaverse evrenini kurgularken ve kullanıma uygun hale getirirken bu evreni uçtan uca sarmalayan teknolojileri (Verse Teknolojileri) üretenler ve yönetenler var.
Metaverse Evreninin tasarlanması ve uygulanmasında gerekli olan parametreleri belirlemede birincil rol oynayan bu uzmanlar, Metaverse Evrenin ekonomik fırsatlarını belirlemede elbette etkin rolde kalmayacak ve yine Metaverse Evreninin toplumsal boyutu ve etkileri alanında da bir adım geri planda işleyiş yürüteceklerdir.
DANIŞMAN EKİBİN 3 TEMEL ÖZELLİĞİ
O halde KOBİ’lerin gerekli olan danışman ekiplerde araması gereken 3 nitelikten söz etmek mümkündür. 1-Teknoloji üreten ve yöneten, 2-ekonomik fırsatları öngörebilen ve 3-Verse teknolojilerinin toplumsal etkilerini iyi derecede yorumlayabilenlerden oluşan uzman ekip...
Sektörler bazda Meteverse yazı dizimizin tekstil alanındaki söyleyeceklerim şimdilik bunlar. Gelecek hafta başka bir sektörde buluşmak üzere…
KOBİ’LERİN İHTİYAÇ LİSTESİNİ OLUŞTURMAK
KOBİ’ler Metaverse yatırım kararı konusunda kendi ihtiyaç listesini oluştururken, uzman ekiplerden de destek almalıdır. Aksi takdirde;
1-atıl yatırım,
2- dolandırıcılık ağına takılma,
3-dijital ekonomiye geçişteki kötü tecrübenin getireceği zaman kaybıyla çağın gerisinde kalma,
4-fırsatları kaçırma
gibi risklerle yüz yüze kalabilir.
----------------------------------------------
Metaverse’ü doğru anlamayan parasını ortalığa saçacak, 06 Ağustos 2022 Cumartesi
Dere yatağında arsa alıp parasının değerlenmesini bekleyenler gibi metaverse kavramını anlamadan yatırım yapanlar parasını ortalığa saçmış olacak. Öyle ki paranın değerinin yatırımla değerlendiği bir ortamda kendi parasının durağanlığının şarkısını söyleyecek. Nasıl mı? CRM (Müşteri İlişkileri Yönetimi) alt yapısı çıktığında, "geri kalmayayım, eksik olmayayım, şuramda dursun, belki işime yarar, herkes aldı ben de alayım” mantığı ile yatırım yaptığımız gibi… Verim almak şöyle dursun, milyonlarca dolarımızı har vurup harman savurduk. Peki, metaverse ile kimler kazanacak dersiniz? Metaverse’in özünü ve içeriğini anlayıp doğru yatırım yapanlar kazanacak. Peki ya kimler kaybedecek? "Arsa alayım şurada dursun, gözlük alayım arada arsama bakarım, mağazaya şu da gelmiş bunu bir deneyelim” noktasında olanlar kaybedecek. Yeni bir kavram hayatımıza girdiğinde; bileşenleri, teknolojisi, harcama aletleri ile gelir. Ne kadar çok harcama bileşeni varsa o kadar çok endüstriyi besleyecektir. Metaverse de bu anlamı ile gümbür gümbür geliyor.
Rüştünü ispatlamaya gerek duymaksızın mağazalarını hızla açıyor. Simulatörlerini tanıtıyor. Yeni evrenin güzelliklerini ve olası ticari kayıplarını ve kazançlarını çiziyor. Bu sektör trilyon dolarlık bir pastayla geliyor. Bu noktada ülkemiz açısından metaverse bakışı geliştirmek gerek; Türkiye’de enflasyon hızla yükselirken, üretim vehizmet maliyetlerini de artırıyor. Hatta konut kira fiyatlarındaki olağanüstü artışlar, şirketlerin showroom olarak kullandıkları mağaza giderlerini tırmandırıyor. Hal böyle iken iş dünyası yeni arayışlar peşinde. Sadece üretim ve hizmet çeşitlemesi açısından değil, maliyetleri minimize etmekaçısından da… Metaverse bu konuda elimizde bir fırsat gibi duruyor. Şirketler, mevcut kiraladığı showroom sayısını indirerek metaverse üzerinden tanıtımı seçerek maliyetlerini azaltabilirler. Misal mi? 100 mağazası bulunan bir mobilya şirketi, bunun sayısını 50’ye düşürerek 50 "verse showroom” oluştursa bile kira maliyetini azaltabilir. Sadece kira değil, 50 mağazadaki teşhir ürünlerinin maliyetinden, çalışan maliyetinden de tasarrufa gitmiş olabilecek.
Yerim bitti mevzu bitmedi. Haftaya metaverse olgusunun iş dünyasında hayat bulan karşılıklarından örnekler vermeyi sürdüreceğim. Amaç; bu yeni kavramın sunduğu imkânlar konusunda ilham alınacak seçenekleri sizlere aktarmak…
https://www.ekonomim.com/kose-yazisi/metaverseu-dogru-anlamayan-parasini-ortaliga-sacacak/665631
----------------------------------------------
Metaverse; denizi bir damlaya sığdırmak…
13 Ağustos 2022 Cumartesi
Bahri hababa mihman edersin… Bugünkü metaverse yazıma giriş cümlesini, Şeyh Galib’den alayım dedim. Divan şiirinin son büyük ustası yüzyıllar öncesinden bugüne sesleniyor ve diyor ki; "Saki keramet sende ya bende / Bahri hababa mihman edersin.” Dil içi tercümesi; "ey saki, keramet ya sende ya bende; denizi bir damlaya sığdırmışsın.”
Metaverse kavramı, hayat bulduğu ve tartışıldığı oranda, zihinlerde daha sağlıklı şekilleniyor. Bugün "verse” kavramının mekân boyutuna dair örneklerine yer vermeye çalışacağım. Amaç; bu yeni olgunun daha sağlıklı algılanmasını sağlamak… Zira algılar, olgulara göredir ya da tersi… Stok, endüstrinin en temel kavramlarından biri ve metaverse ile sanal dünyanın "kütlesiz gerçekliği” sayesinden yeni imkânlar sunabiliyor bize. Yığınca ürün stoğu yerine ürün DNA’sına sahip olmak gibi… Tırnak ucu kadar çipte; binlerce ton stok tutabilir, onlara erişebilir, kullanabilir ve stokunu fiziksel olarak istifl emeden satabilir, eritebilirsin. Bu da devletlerin erişim ve denetim etiği üzerinden kargaşalarına son verecektir.
Gerçek dünyadaki SOMUT mal ve hizmeti, sanal dünyada SOYUT hale getirme yeteneğindeki metaverse, kopyacılığı önleyebildiği gibi, bir "verse” içine kaç bin konteyneri sığdırabileceğini düşün. Daha güncel anlatımla, milyonlarca ürününü fiziksel olarak kaç futbol sahasında stoklayabileceğini hesapla ve bunu bir tırnak ucu kadar alana sığdırdığını düşün… Maliyet kavramı dahi çöküveriyor. Şu anda sanayide çok az sayıda böylesi devasa hacimde depo veya antrepo bulunabilir. Şeyh Galib’in; bir damlaya koca denizi sığdırmak dediği tam da bu olsa gerek… Metaverse ya da multiverse veya kısaca "verse”; herhangi bir yığın değil üstelik… Her birimine, bireyine, zerresine erişimin olduğu, onun gerçek hayattaki konumu, kütlesi, fiyatı, özelliği, müşterisi hatta finansal geçmişinin dahi bilinebilir, ulaşılabilir olduğu bir stok yönetimi…
Verse kavramı Latince; dönmek kökünden evren anlamına gelir. Ancak günümüzde farklı dillerde karşılığı, ayet, mısra, şiir, şarkıdan çıkıp, üniversiteye kadar uzanabilirsiniz. Kendisi dahi yığınca anlam barındıran verse, meta (öte) ve multi (çoklu) kavramlarıyla izdivaç ettiğinde, farkı evrenlerin boyutlarına açılıveriyorsunuz. Metaverse, kendisi sanal bir evren olsa da sonuçları gerçek olan, gerçeği yansıtan bir olgu… Onu bir artırılmış gerçeklik gözlüğüne indirgemek ya da oyun endüstrisinin uzantısı veya sanal evrenden arsa satılan sanal emlakçı gibi düşünmek, popüler kültürün zengin ve eğlenceli motifl eridir ancak. Haftaya; metaverse ve tedarik zinciri değişimini inceleyeceğim.
ekonomim.com/kose-yazisi/metaverse-denizi-bir-damlaya-sigdirmak/666233
----------------------------------------------
Metaverse tedarik zincirini güçlendiriyor
20 Ağustos 2022 Cumartesi
Kendisinden ziyade adıyla daha çok karşılaştığımız metaverse, ekonomide farklı bir boyut oluşturacak imkânları sunmaya başladı bile… İnsanları sanal dünyada buluşturacak, nesneler ile zihinleri ortak platformlarda etkileşime sokacak metaverse, acaba tedarik zincirleri üzerinde ne gibi bir etki oluşturacak? Bu hafta buna göz atalım… Metaverse; 4 temel süreçte etkisini gösterecek; 1-iş süreçleri, 2-iletişim süreçleri,3-ilişki süreçleri ve 4-bilgi süreçleri… Tüm bunları aynı anda veya farklı zamanlarda dönüştürecek olan metaverse, dünyaya dağılmış milyarlarca ürün ve hizmetin hareket kabiliyetini artıracak.
Öncelikle 2030 yılında 8 milyarı insan olmak üzere 30 milyar akıllı şey olacak. Akıllı derken, nesnelerin internetinden ötesine varılmış ve sanal evrende her birinin yansısı bulunan "multiverse” çoklu evrenler oluşacak. Bu durumda sorun; böylesi karmaşık trafiği kimin, nasıl yöneteceğidir.
Metaverse çağında bu 30 milyar sanal evrende yaratılmış yansılarıyla, aralarında insan kabiliyetini aşan karmaşıklıkta iletişim kurmak zorundadır. Bir bakıma metaverse tedarik çağında, tedarikçiler de sanal olacak. Sanal evrende tedarikin milyarlarca seçeneği, daha ürünün tasarım aşamasında metaverse uzayındaki modeli (avatarı) kullanıma girecek. Bu sayede tedarik emirlerini belki de CNC tezgahları, otomatlar, 3D yazıcılar veya karanlık fabrikalar vermiş olacak. Geleneksel satınalmacılar bunu dikkate almak zorunda…
Diyelim bir girişimci; piyasadaki bir ihtiyacı keşfedip buna dair iş fikri oluşturdu. Yetmedi, bunu iş modeline döktü Klasik yaklaşımda, sermayesi, hammadde, makine, emek veya diğer donanımlarını zaten biliyor idi.
Ancak metaverse evreninde milyarlarca uygun komponent yanı sıra sanallaşmış sermaye de seçenekleri arasına girmiş olacak. Bir bankayı, metaverse tedarik zincirinde konuşlandırmak pekala mümkün ve buna uygun para sistemleri, kriptolar dahil şimdiden hayatımıza girdi bile. Metaverse imkânlarını tedarik zincirinde kullanmak isteyeceklere tavsiyem; bu yeni yaklaşımın, artırılmış gerçeklik gözlüklerinden ibaret olmadığını kavramakla işe başlamalarıdır. Sanal evren size yeni bir global market sunuyorsa, orada sizin ihtiyacınızın sanal yansısı, tam zamanında, düşünce hızında emrinizde olacağını bilin.
Bizler, metaverse sayesinde bitleri baytları iletirken, atomlar hala yerli yerinde duruyor olacak. Bu durumda tedarik zinciri, tedarik edeceği emtianın atomlarının yansılarıyla ticaret yapacak (trade) ve gerisini klasik lojistik imkânlarıyla getirecektir.
https://www.ekonomim.com/kose-yazisi/metaverse-tedarik-zincirini-guclendiriyor/666802
----------------------------------------------
Metaverse iş dünyasını nasıl etkileyecek?
27 Ağustos 2022 Cumartesi
Metaverse iş dünyasını birçok farklı açıdan etkileyecek. Verse teknolojileri ilişkilerden hiyararşik ağa kadar nüfuz edecek. Bunlardan biri de işe alma ve personeli elde tutma sürecinde yaşanacak. Peki, metaverse ile işletmeler verse teknolojisinden nasıl yararlanılabilir? İşletmenin insan kaynakları bölümleri neleri göz önünde bulundurmalı? Şirket yöneticileri nelere ayak uyduracaklar?
YENİ İŞ UNVANLARI VE ROLLER
Bir yandan yeni iş unvanları ve roller yaratılırken yeni iş türleri çıkacak ortaya. Sektörlerde yeni tanımlamalar yapılacak. İşte bu noktada kavram haritasının çıkarılması zorunluluk halini alıyor. Çok güçlü içerik ekipleri oluşmaya başlanacak. Çünkü şirketlerin faaliyet alanlarını tanımlamada yeni içerikler ve özgünlük ön planda olacak. Önden koşan şirketler şimdiden metaverse ortamını kullanmaya başladı bile.
SANAL İŞE ALIM FUARLARI
CNBC, Hyundai'nin yeni çalışan teşvikleri için sanal dünya uygulaması Zepeto’yu kullandığını bildirdi. Samsung’un Eylül ayında Gather adlı bir platform aracılığıyla sanal bir işe alım fuarı düzenlediği bildiriliyor. Harvard Business Review , PixelMax’in İngiltere'nin Manchester şehrinde iç tasarım alanında önde gelen 40 üreticiden oluşan bir grup için sanal bir iş yeri inşa ettiğini bildiriyor. İşyeri, işçi avatarlarının bir üretim dünyası ile bir iç tasarım dünyası arasında hareket etmesini sağlamayı, "ya da aynı şekilde o avatarı alıp gidip Roblox ve Fortnite’da bir konser izlemeyi” amaçlıyor.
ETKİLEŞİMLİ ÇALIŞMA VE İŞ BİRLİĞİ
Metaverse, sanal gerçeklik platformları, oyun, makine öğrenimi, blok zinciri, 3 boyutlu grafikler, dijital para birimleri, sensörler ve (bazı durumlarda) VR özellikli kulaklıklar dahil olmak üzere çok çeşitli farklı teknolojilerden yararlanır. Etkileşimli çalışma, işbirliği ve öğrenme çözümlerine odaklanan, avatar tabanlı, sürükleyici bir gerçeklik platformu.
NextMeet’in Kurucu Direktörü Pushpak Kypuram; "Pandemiden uzaktan çalışmaya geçişle birlikte, çalışanların katılımını sağlamak birçok şirket için en büyük zorluk haline geldi. Görüntülü aramanın düz 2 boyutlu ortamında 20 kişiyi meşgul edemezsiniz; bazı insanlar kamerada görünmekten hoşlanmazlar; gerçek hayat senaryosunu simüle etmiyorsunuz. Bu nedenle şirketler meta veri tabanı tabanlı platformlara yöneliyor.” Metaverse ortamında çalışanların dijital avatarları gerçek zamanlı olarak sanal ofislere ve toplantı odalarına girip çıkabilir, sanal bir yardım masasına gidebilir, platformdan canlı bir sunum yapabilir, iş arkadaşlarıyla bir ağ oluşturma salonunda rahatlayabilir veya dolaşabilir özelleştirilebilir bir avatar kullanan bir konferans merkezi veya sergi. Katılımcılar sanal ortama masaüstü bilgisayarları veya mobil cihazları aracılığıyla erişir, avatarlarını seçer veya tasarlar ve ardından boşlukta gezinmek için klavye düğmelerini kullanır: gezinmek için ok tuşlarını, bir sandalyeye oturmak için çift tıklamak gibi…
YENİ İŞE ALIMLARDA İNTERAKTİF UYGULAMA
Peki, çalışanlar işe nasıl mı alışacak; 10 yeni personel işe alıyorsanız ve onlara şirketi tanıtmak için bir PDF belgesi gösteriyor veya PPT dosyası veriyorsanız, 10 dakika sonra konsantrasyonlarını kaybedecekler. Bunun yerine, 20 interaktif stant ile 3 boyutlu bir salon veya galeri boyunca yürümelerini sağlıyoruz. Şirketi keşfedebilecekleri yer. Bir belgeyi okumak yerine sanal koridorda yürümelerini sağlıyorsunuz. Öğrenmenin kalitesi ve boyutları değişecek.
https://www.ekonomim.com/kose-yazisi/metaverse-is-dunyasini-nasil-etkileyecek/667313
----------------------------------------------
Metaverse’ün sağladığı bedensiz özgürlük hayatımızı nasıl etkileyecek?
03 Eylül 2022 Cumartesi
Hayatımız ekranlarla çevrilmiş durumda… Hatırlıyorum, 1990’ların başında TV ekranı yanı sıra bilgisayar ekranı girdi hayatımıza… Derken cep telefonlarının ekranı, oyun cihazları, tabletler, laptoplar ve şimdi de giyilebilir teknolojinin ekranları… Kafamızı nereye çevirsek, bir başka ekran… Cadde, sokak, metro, tünel, mağaza ve şimdi de metaverse’ün "sanal dünyaya erişim” sağlayan ekranları… 1998’de ilk kez Güney Kore’de bilgisayar ekran sayısı, TV ekran sayısını geçtiğinde, Fukuyama’nın meşhur "Tarihin Sonu” kitabını tartışıyorduk. Diyordu ki; "tarih zaten bitmişti, Windows 95 bunun üzerine tüy dikti.” Ortalıkta metaverse yoktu ama farklı bir geleceğin işaretleri vardı.
DİJİTAL UÇURUMLAR SANAL VAROŞLAR
Açlık bitecek, yoksulluk kalkacak, savaşa gerek kalmayacak, dünya barışı enformasyon teknolojileri sayesinde sağlanacak. Zaten Sovyetler Birliği de çökmüş, tek kutuplu dünyada refah artacaktı. Ancak böyle olmadı, dijital uçurumları göremedik. Siber varoşları kestiremedik… Bilgi dağılımı eşitsizliğinin de tetiklediği günümüzde küreselleşme dahi tersine dönmeye başladı. Tam da bu süreçte metaverse; sanal evren ile gerçek dünya arasında bize bir umut kapısı araladı. Şimdi pek çok kurum, şirket, insan; bu kapıdan geçme gayretinde… Bu öyle bir kapı ki, bedenini burada bırakıp oraya geçebiliyorsun. Bu da bize tuhaf bir özgürlük sunuyor; sevdiğini öpemiyorsun ama düşmanından yumruk yeme tehlikesi de yok.
METAVERSE İLE GELEN ÖZGÜRLÜKTEN YORULUR MUYUZ?
Özgürlük, onunla ne yapacağını bilmediğinde, yorulası bir şeydir. Köleliğin yasaklandığı çağda, köle çalıştırmak yasal olarak suç haline gelince, tümü salıverilmişti. İlginç olan; her özgür bırakılan 6 köleden 5’i, geri dönmüşve "ücretli köle” statüsüne razı olmuştu. Onunla ne yapacağını bilmediğinde insanlar, gün gelir özgürlüklerinden de yorulur. Öyle de oldu. Metaverse’ün sunduğu bedensiz özgürlük, benzer kırılımları nasıl yaratır? Şirketler, kurumlar ve şahıslar, bedensiz özgürlükle ne yapacaklarını bilmediklerinde, bundan yorulacaklar mı? Metaverse bir sanal düş mü yoksa hayatın yeni boyutu mu? Tüm bunlar, cevabı aranası sorularımızdır artık… Metaverse’ün hayatımıza girmesi ile birlikte; zaten evirilme aşamasında olan ilişkilerin kalıcı bir şekilde değiştiğini göreceğiz. Nasıl mı? İşletmelerin ve tüketicilerin ürünler, hizmetler ve birbirleriyle etkileşim kurma şeklindeki derinlikten bahsediyorum. Öyle ki şimdi nasıl haberleri Twitter üzerinden takip ediyor, görselleri Instagram ile izliyor, iş hayatımızı Linkedin ile şekillendiriyorsak… Yakında metaverse üzerinden ilişkileri geliştiriyor olacağız.
AKILSIZCA YATIRIMLAR
Mevcut duruma baktığımızda; bugün şirketler, müşteri sadakatini derinleştirmeyi, topluluklarıyla yeni yollarla ilişki kurmayı ve geliri artırmayı hedefleyen yatırım yapıyor. İşte bu tutumla; internetin ilk günlerinde olduğu gibi, muhtemelen çok sayıda spekülasyon, aşırı değerleme ve akılsızca yatırımlar da beraberinde geliyor. Bu teknoloji ile bir sanal gerçeklik (VR) başlığı takabilir dünyanın bir ucundaki fabrikayı ziyaret edip, makinelerini görebilir ve yerel çalışanlarla el sıkışıp masa başından işi kontrol edilebilir hale geleceksiniz. Belki de yakın gelecekte herhangi bir uzantı olmaksızın bedensiz özgürlük ruh haliyle, multiverse (çoklu evrenler) içinde dolaşıyor olacağız.
KULLANCILAR METAVERSE’İ HANGİ AMAÇLA ARIYOR?
Hâlihazırda şirketler meta veri deposunu şu amaçlarla arıyor: Tüketici deneyimini zenginleştirmek, yalnızca meta veri deposunda bulunan sanal ürünleri tanıtmak, müşteriler hakkında yeni veriler toplamak… Fiziksel ve dijital ürün ve hizmetleri pazarlamak, meta veri tabanı ödemelerini ve finansmanını desteklemek… Fakat bu arayış çok çabuk şekil ve amaç değiştirecek. Nereye doğru mu? Onu da haftaya mercek altına alacağım.
https://www.ekonomim.com/kose-yazisi/metaverseun-sagladigi-bedensiz-ozgurluk-hayatimizi-nasil-etkileyecek/667893
----------------------------------------------
Sektörlerin metaverse dönüşümleri nasıl olacak?
10 Eylül 2022 Cumartesi
İş dünyasının omurgasını ekonominin kasları ayakta tuttuğu gibi… Dönüşümün dramatik olacağı savunulan Yeni Nesil Ekonominin kasları da kuvvetini teknolojiden alacağa benziyor… Burada bahsi geçen teknolojiden kasıt, son dönemde dillerden düşmeyen Metaverse’ü oluşturacak teknolojilerinin bütünüdür. Bu yüzden Metaverse’ün sektörler üzerindeki potansiyelini iyi kavramak gerekli…
İnternet ilk çıktığında, bütün şirketler web sitesi açmaya başlamışlardı. Web sitesi aracılığıyla servis ve ürün satışları başladığında, bu bir yarış haline döndü ve aynı zamanda bütün şirketler burada yerlerini alıp ürün ve hizmetlerinin dokunduğu jeografik bölgeyi genişlettiler. Benzer bir şekilde Metaverse de aslında internetin yeni yüzü diyebiliriz. Tek fark; biraz daha hislere hitap eden bir internet şekli olması… Şimdi de şirketlerin web sitesi yerine "Voxel Alan satın alımları” adına yatırımlarda bulunacakları, "kaçırılmaması gereken” öngörüler arasında.
Sektör fark etmeksizin her şirket çeşidinin, önümüzdeki 10 yıl sürecinde Metaverse içerisinde yer alacağı kuvvetli öngörü şeklinde beliriyor. Ve bununla ilgili ekonominin 5 trilyon $ düzeyine ulaşacağı açıklanıyor.
Durum böyle olunca hangi sektörün bu evren içerisinde nasıl yer alması gerektiği, hangi fırsatları kendi bünyesinde toplayabileceği, göz ardı edilmesi halinde hangi tehditlerin belireceği, yatırımlarını en doğru nasıl yapması gerektiği ve çok daha fazlası adına; Sektör Bazlı Metaverse Yazı Dizisini önümüzdeki haftadan itibaren sizlerle paylaşmaya başlayacağım.
Tekstil sektöründe başlayarak devam edecek sektörel bazda metaverse gerçeğini incelerken, temel felsefesini kaybetmeden, örnekler üzerinden ilerleyeceğim. Burada amaç; bu yeni kavramın gri alanda oluşan bilgi kirliliğini önlemek, aşırı beklentiler oluşturmamak ve buraya harcanacak insan, sermaye ve zaman kaynağını verimli kullanabilecek yöntemleri belirginleştirmek…
Hatırlayın; her yeni teknoloji, hayata geçirildiği süreçte, başlıca 5 evreden oluşur.
1-Başlangıç tanımları,
2-Aşırı beklentiler zirvesi,
3-Hayal kırıklığı çukuru,
4-Gerçeğe dönüş yokuşu ve
5-Verimli plato…
Bu yazı dizisinde Metaverse’ün hangi sektör için hangi evrede olduğunu da vurgulayarak, bir sonraki aşamaya geçişin temel parametrelerini aktaracağım.
https://www.ekonomim.com/kose-yazisi/sektorlerin-metaverse-donusumleri-nasil-olacak/668546
----------------------------------------------
Teknoloji ve moda işbirliği yaparsa…
17 Eylül 2022 Cumartesi
İnternetin bir sonraki adımı diye adlandırılan Metaverse, moda endüstrisinde muhtemel bir devrimin de habercisi olarak çoktan pozisyon almış durumda… Metaverse ile tartışmaya başlanan "Dijital Moda”; tekstil sektöründe de başta aşağıya değişiklikler yaratmaya hazırlanıyor.
Metaverse denince akla avatarlar, avatarlar denince de akla, bunların ne giyeceği gelir oldu. Bu gerçek dünyanın çoklu yansıması olan sanal evrende öncü adımların tekstilden gelmesine şaşmamalı. Zira insanoğlunun en temel ihtiyaçlarından olan giyinme, diğerlerinden (güvenlik, beslenme ve barınma) önce Metaverse boyutunda yankı bulması en kolay olanıydı.
Aslında moda dünyası, giyilebilir cihazlarla çok önceden tanışmıştı bile. Dikkat edin, her geçen gün kolumuzda, boynumuzda hatta üzerimizde giyilebilir teknolojilerin ürünlerini sıkça görmeye başladı. Fakat söz konusu metaverse olunca giysilerin bizzat kendisi, hiç biri dışarıda kalmaksızın sanal olarak tasarlanmış olacak.
Eğer bedenini gerçeğine yakın bir şekilde metaverse yurttaşı (avatar) yapabilmişsen, tekstil endüstrisi senin hizmetinde, sana özel defileler, podyumunda avatarının dolaştığı gösteriler daha fazlasını üretmek zorunda kalacak. Üretmeye başladılar bile. Tabii bu kıyafetler üretilirken, tekstil sektörünün pek çok hassasiyeti göz önünde bulundurması gerekecek. Kumaşa dokunma, hissetme ihtiyacı, kıyafeti bitmiş haliyle giyinmek, üzerinde görmek, bedenine dair en küçük detayın bile dikkate alındığı yeni bir giyim deneyimi…
Eskiden takım elbise vardı. Terziye giderdin, ölçülerin alınırdı. Kumaşını seçer ve en az 1 kez provaya gelirdin. Hatta benim terzilerimin ısrarla üzerinde durduğu ikinci prova şartı dahi vardı. Burada üretilen giysi, şu evrende sadece bana ve benim bedenime yönelik tasarlanır idi.
Sonra konfeksiyon çağı başladı. Belli beden kalıpları oluşturuldu. Misal Akdeniz kuşağı insanlarının kalça kol beden standartları belirlendi ve small, extra small, medium, large, xxl ve benzeri kalıplar üzerinden her birimiz için genel imalat yapılır oldu. En fazla paça veya kol boyu ile kişiselleştiriliyordu bu giysiler…
Metaverse ile gelen moda dalgasında bir bakıma eskiye (esasa, olması gerekene) dönüş yaşanacak. Endüstri, standart üretimi terk edecek, her birimiz için, tıpkı parmak izi farklılığı gibi, sadece ve sadece bize özel kıyafetler tasarlayacak. Burada sadece dikişten söz etmiyor, kullanılacak malzeme (kumaş, iplik, renk gibi) bile bize özel geliştirilecek.
Küresel arenanın öncü firmaları, dokunma hissine sahip sanal showroom'larını kurmaya başladı bile. Avatarlar kıyafetlerin bedeniyle bütünleşik, hatta deriyle entegre olacak şekilde tasarlanıyor. Tekstil sektörü tüketicileri, Metaverse sayesinde satın almak istedikleri tekstil ürünlerini satın almadan önce deneyimleme şansına sahip olmuş oluyor. Tam da bu noktada akıllara şu soru geliyor; Metaverse evreninde tüketicilerin kıyafet alışkanlıklarında da bir değişikli olacak mı? Sözünü ettiğimiz öncü firmalar, bunun için modacıların yanı sıra antropolog, sosyolog ve psikolog çalıştırmaya başladı bile.
Metaverse evreninde avatarların sosyalleşmesi, son derece renkli piyasa gösterilerine sahne olacaktır. Aklıma Orhan Veli’nin "Söz” şiiri geliyor; Aynada başka güzelsin, / Yatakta başka; / Aldırma söz olur diye; / Tak takıştır, / Sür sürüştür, / İnadına gel,/ Piyasa vakti, / Muhallebiciye. / Söz olurmuş, / Olsun; / Dostum değil misin? Söz konusu Metaverse’in sanal caddelerinde volta atmaksa, neden olmasın? Biz yine Metavers’ün tetikleyeceği giyim alışkanlıklarına geri dönelim; örneğin kişi reel hayatta pembe pantolon giyinmez iken, sanal hayatta yani Metaverse’te bunu deneyimlemek isteyip, sanal bir pembe renkli pantolon satın almakla, tercih değişimine gitmiş olabilir.
Metaverse evreninde üzerine toplamış olacağı olası olumlu ilgi nedeniyle, reel evrendeki öteden beri gelen tercihlerinde de farklılık yaratmak isteyebilir. Ya da tercihlerinde ne kadar emin olduğunu teyit etmiş olabilir.
Metaverse bir bakıma tüketicilerin ‘”tercih kimliğinin” sağlamasına da imkân verecektir. Tüketicinin tercih kimliği, üreticiler için bir hazine kadar değerlidir. Zira arz ve talep dengesi hatta satış stratejileri bunun üzerinden belirlenecektir.
Bunun yanı sıra tüketiciler ürün tercihinde sadece Metaverse evreninde kullanmak isteyecekleri tarzda ürün taleplerinde bulunabilirler… Örneğin kişi geometrik şekiller karmalında bir spor ayakkabı tasarımını avatarının ayağında görmek isterken, yine boynundaki kolyenin bir deniz canlısından oluşmasını talep edebilir…
Reel evrende ayakkabı tabanlıkları değişmezken ve deniz canlılarından bir ahtapotu boynumuzda gezdirilemezken, Metaverse de böylesi fantezi, fantastik tasarımlarda tercihler arasında yerini alacağa benziyor… Öngörüler bu yönde.
Tüketici cephesinde bunlar ve daha fazlası olup biterken, üretici cephesinde yani tekstil sektörünü oluşturan şirketler; bu tablo karşısında nasıl bir yol izlemeli ve yatırımlarını nasıl şekillendirmeli? Hatta somut anlamda örnekleri neler olabilir? Gelecek hafta sürece üretici tarafından bakacağım.
https://www.ekonomim.com/kose-yazisi/teknoloji-ve-moda-isbirligi-yaparsa/669209
----------------------------------------------
Tekstilde sirkülasyondan simülasyona geçiş
24 Eylül 2022 Cumartesi
Metaverse evrenindeki markaların sayıları hızla artıyor. Tekstil ve hazır giyim markaları, bu hızı en yakından takip eden sektör içinde yer alıyor. Bir önceki yazımda da belirttiğim gibi; sanal mağazalar, AVM’ler, avatarlar için tasarlanan NFT kıyafetler, çoktan hayatımıza girmeye başladı bile…
Şu anda 520 milyar $’a ulaşan iş hacminin, 5 yıl içinde 8 trilyon $’a varması öngörülüyor. Metaverse ekosisteminin büyüme hızı akıl almaz boyutlarda… Dünyanın dev şirketleri Metaverse evrenine girmek için adeta yarışıyor ve yüksek rakamlı yatırımlar yapılıyor.
Teknoloji şirketlerinin ağırlığının gözlemlendiği bu ekosistemde, hızla yaygınlaşan sektörler arasında tekstil ve hazır giyim de var. Global tekstil firmalarının büyük çoğunluğu Metaverse’de mağazalarını açmakla kalmayıp avatarlar (sanal kimlik) için hazırladıkları giysileri sanal dünyada satışa çıkarıyorlar.
2022 Mart ayında ilk Sanal Moda Haftası düzenlenmişti hatırlayın! Basında çeşitli haberlere konu olan, türünün ilk örneği Sanal Moda Haftası'na; dünya genelinden toplam 70 giyim markası katılım sağlamıştı. Geçmişten günümüze moda haftası etkinliklerine sadece davetlilerin katılımının söz konusu olabileceğini bilmemizin aksine, Metaverse evreninde dünyanın her yerinden davetsizce sanal ortam aracılığı ile iştirak ettiler.
Neredeyse katılım rekoru kırılan etkinlik haftasında sanal ürün satışlarından 2 milyon $’a yakın bir gelir elde edildiği de bilinenler arasında yerini almış durumda… Durum böyle olunca tekstil sektörünü neler bekliyor dersiniz? Hep birlikte göz atalım…
Öteden beri gelen geleneksel tekstil sektörünün gözettikleri arasında; üretilenlerin hedef kitleye doğru sirkülasyonunun sağlanması vardır. Örneğin; bir model ceket üretilir. Bu modelin beden serisi çıkarılır ve seri üretimden çıkan ceketin beden grupları, Türkiye genelinde yer alan mağazalara sirküle edilir… Tüketici mağazaya gider, üzerine dener ve satın alım kararı verir. Yahut internet sitesinden modeli beğenir, beden seçimini yapar ve e-ticaret kanalı ile satın alır…
Metaverse Evreni'nde durum tamamen farklı işleyecek. Üretilen bir model ceketin beden serisi olmayacak. Sanal evrende kıyafetlerin bedenleri avatarlara senkron olabilecek şekilde ayarlanacak… Bir ceket senkron olabilme özelliğiyle her bedene dönüşebilecek…
Dolayısıyla da sanal mağazalarda yığınla kıyafet görmeyeceğiz… Tüketici bulunduğu ortamdan ayrılmadan (ev, iş, okul vb. gibi) sanal mağazaya giriş yapıp, avatarı sayesinde kıyafeti deneyimleme imkânına sahip olacak…
Deneyim imkânına sahip olan tüketiciler tekstil şirketlerince oluşturulacak simülatörler yardımı ile de kullanım kalitesini tespit edecek. Ceketin su geçirmezliği için yağmura gerek duymadan simülasyon alanında bunu öğrenebilecek…
Yine su geçirmeyeceği özelliği ile satışa sunulan ünlü markaların saatlerini satın almak isteyen tüketiciler simülatörler yardımı ile saatin okyanus basıncındaki suda dahi su geçirmeyeceğini teyit etmiş olacaklar… Sirküle üretimden ziyade, simülite üretim gerçekleşecek.
Bir başka örnek ise, yıllardır tüketiciler arasında hassas cilt yapısına sahip olup, alerjik reaksiyon sebebiyle her tür tekstil ürününü kullanamayan, kullanım deneyimi olmadan satın alım yapamayan hedef kitleler içinde yer alan ama çoğu kez ulaşılamayan bir kesim de vardı… Metaverse en uç noktadaki tüketiciye dahi ulaşabilecek simülatörler yardımıyla…
Örneğin; yün kazak kullanamadığını zanneden bir tüketici, hangi tür yüne karşı alerjisi olduğunu bilmediğinden yıllarca yün kazak giyinmeyi reddetmiş olabilir… Simülatörler sayesinde bunu tespit edebilecek ve artık çok istediği yün kazak türlerinden bazılarını giyebilecek… Üretim de bu yönde tayin edilecek.
Örnekler çoğaltılabilirken; tekstil ve hazır giyim sanayii ne yapmalı dersiniz?
1- Öncelikle şirket kendi düzeyinde teknolojik alt yapısını incelemeli ve nasıl yatırımlar yapması gerektiği adına tespitlerini yapmalı…
2- Değişim ve dönüşüm ilk zihinlerde başladığında hedef görünür olabilir… Dolayısıyla da çalışanlarının teknoloji bilgisi, merakı, yeteneği hakkında fikir sahibi olmalı. Yetersizliklerini gidermek adına harekete geçmeli, hızla yaklaşan geleceğe eğitimi kalkan etmeli…
3- Şirketin internet sitesi kadar, şirketin "Voksel Alanı” olması fikrini de önemsemeli, buna bu dönemde kafa yormalı… Piksel; tek boyutludur, voksel; 3 boyutlu piksel demek.
4- İnovasyon yerini dijivasyon’a bırakırken, dijital inovasyon ekibini oluşturmalı. Dijivasyon; "eğlendiğin temayı seç, düzenle ve ürünlerini yükle. Hesap oluştur, satın al.”
5- Metaverse işini şirkette en son vereceğiniz departman; IT’ciler olmalı. Zira onlar bunun bir bilişim paradigması olduğu kalıbından dışarı çıkamazlar. Metaverse ekibi, tasarım ve satışın ara kesitindedir.
6- Metaverse, en tepedeki tarafından benimsenmedikçe, orta kademe yöneticilerinin yapabileceği çok az şey vardır. Bu yüzden tepedekilere, Metaverse kavramını anlatmak, benimsetmek ve karar süreçlerinde doğru bilgilerle konuşlandırmak hayati önem taşımaktadır.
Tüm bunları ve daha fazlasını yapmak isterken de konunun gerçek uzmanlarından oluşan bir ekipten destek almalıdır. Peki, "gerçek uzmanlar” nasıl olmalı, nasıl tercih edilmeli? Ve tekstil sektörünü bekleyen fırsatlar nelerdir? Örnekleri ile birlikte gelecek haftanın da konusu bu olsun.
https://www.ekonomim.com/kose-yazisi/tekstilde-sirkulasyondan-simulasyona-gecis/669851
----------------------------------------------
Tekstilde metaverse; bize ne verse…
Neredeyse tüm sektörler, Metaverse’ü konuşmaya başladı. Dünyasında harekete geçenlerin sayısı dikkate alınır düzeye ulaşmış olsa da çekimser kalıp beklemede olanlar da azımsanacak kadar az değil. Özellikle de Türkiye’de… Böyle olunca akla gelen, iş dünyasının Metaverse’den neler bekliyor olduğu sorusudur. Nedir beklentilerimiz? Tabii ki beklentilerin oluşabilmesi için, Metaverse kavramının iyi anlaşılması gerekiyor. Kavramın iyi ve doğru şekilde anlaşılması adına, yazı serimizde gerekli açıklama ve örneklerimizi kullandık.
FIRSATLAR: METAVERSE TEKSTİL SEKTÖRÜNE NELER VERECEK?
Bu hafta üzerinde durmak istediğim esas konu; Metaverse’ün tekstil sektörüne neler vereceği (sunacağı) olduğudur… Fırsatlar bir hayli fazla, en azından uzmanlar böyle öngörüyor. Ben sadece bir kaçı üzerinde durmaya çalışacağım.
METAVERSE SEKTÖREL BASAMAKLAR: TEKSTİLDE ÜÇ ÖNEMLİ AYRINTI
1- MALİYETLERİN İRTİFA KAYBI
Tekstil sektöründe maliyetlerden söz edilince akla gelen öncelikli kalemler bellidir. Daha çok imalatı doğrudan etkileyen ve satış sonrası hizmetekadar süren giderlerin her biridir. Ancak şirketlerde dolaylı giderler arasında görülse de küresel ekonomide yaşanan enfl asyon dalgası artık "kira giderlerini” de büyük payda olarak maliyete dâhil ediyor. Kiralardaki fahiş artışlar, etiketlere fazlasıyla yansıyan rol oynuyor. Metaverse, böylesi bir durumda imdada yetişen cam simidi gibi bir potansiyel taşıyor. Örneğin bir tekstil markasının ülke genelinde 500 satış mağazası olduğunu varsayalım ve Metaverse’e yapacağı tek seferlik olası bir yatırım sonrasında elde edeceği Voksel Alanı kullanarak 10 adet sanal mağaza oluşturduğunu düşünelim. Tek seferlik yapmış olduğu yatırım tutarı, markayı uzun yıllar 100 adet mağaza kira giderinden kurtarmış olacak. Bu da maliyetlere olumlu yansıyacak. Buna zincirleme oluşacak işçilik giderlerindeki gerileme de eklenince maliyetlerde dramatik irtifa kaybı yaşanmış olacak. İşin içine enerji kullanımında meydana gelecek düşüşü de unutmayalım…
2- NUMUNE TASARRUFU
Geçtiğimiz hafta artık tekstil mağazalarında yığınla tekstil ürünü görmeyeceğimizi, sadece üretilen ürün modelinin kendisini göreceğimizi ve bunun da kullanılacak teknolojik parametreler sayesinde tüketicilerin avatarlarına uygunluğu sağlanarak kullanım deneyimi yaşanacağını aktarmıştım… Bu dönüşüm sayesinde tekstil şirketleri yıllardır sorun ettikleri "numune tasarrufu” arayışına da çözüm çeşitleri üretebilecekler… Örneğin; D modelinde üretilen tek bir ceket, avatarların bedenine senkron olabilecekken, tüketicinin tercih etmek istediği renk seçeneklerine de imkan sağlayacak. Çünkü ceket; tüketicinin istediği renk seçeneğine dönüşüp bu şekilde kullanım deneyimine girecek ve renk numunesi gerekliliğini ortadan aldıracak.
3- YEŞİL ÜRETİM
Tekstil; dünyayı en fazla kirleten ikinci sektör durumunda… Avrupa Birliği; yeşil teknolojileri önemseyen "Yeşil Mutabakat” uygulamasını başlatmışken ve Türkiye’nin de tekstil İhracatı neredeyse %60 oranında bir paya sahipken, Metaverse’ün bu konuda da potansiyel taşıdığını hiç düşündünüz mü?
Düşünelim! Metaverse sayesinde fiziki numuneleren az hale gelirken, karbon salınımda ciddi oranda azalacak. Verse teknolojileri yardımıyla bu konuda %80 oranında tasarruf sağlanacağı kuvvetli öngörüler arasında… Örneğin: Yılda 5 bin adet numune üretimiyle çalışan bir tekstil markasının %80 oranında tasarruf ettiğini düşünürsek, karbon salınım tasarrufunu daha net hayal edebiliriz.
Bu artık yıllık 1000 adet numuneye denk gelir. Bu da yılık 15 bin kilo daha az karbon salınımı ve 6 milyon litre daha az su kullanımı bir tasarrufu da beraberinde getirecek demektir. Buna enerji maliyet tasarrufunu da eklerse 40 bin Euro gibi bir tasarruf oluşabilir. Elbette daha az kumaş kullanımı da ortaya cabası… Rakamlar değişir ve dönüşür. Temelde önemli olan tasarrufun boyutudur.
METAVERSE YOL HARİTASI
ŞİRKETLER NASIL YOL İZLEMELİ?
Peki, şirketler bu fırsatları doğru ve güvenilir şekilde elde etmek isterken, nasıl yol izlemeli? Öncelikle Metaverse güzellemesi yapmaktan öteye gitmeyenlerden uzak durmalı… Popüler kültürün kapsama alanını aşamayan teknoloji klişeleriyle bezenmiş fiyakalı sözler yığınına kanmamalı.
UZMAN EKİPLER NASIL OLMALI?
Uzman ekiplerden danışmanlık almak gerekir de kimin uzman, kimin değil olduğunu kavramak, sürecin en kritik noktasıdır. İyi de Metaverse teknolojilerini üretenlerin bile bu Sanal Evrene nasıl yön vereceklerini net tayin etmeyip, zamana yaydığı bu süreçte, ortalıkta dolaşan uzman(!) ordusuyla nasıl baş edeceğiz? Uzman ekiplerin nasıl olması gerektiğine dair kriterlerimiz ne olmalı? Aranacak yetkinlikler nelerdir? Gelecek hafta bunu ele alacak ve izleyen süreçte rotamızı başka sektörlere çevireceğiz.
https://www.ekonomim.com/kose-yazisi/tekstilde-metaverse-bize-ne-verse/670495
----------------------------------------------
İletişimin yeni yolu Metaverse, eğitim modeli olursa…
15 Ekim 2022 Cumartesi
Eğitim, nesiller arası uygarlık taşıyıcısı ve geliştiricisidir. Başarılı bir eğitimin temelinde ise diri ve duru iletişim yatar. Diri; dinamik, sürgit, beşikten mezara dek… Duru; uygarlık talebindeki canlıların var kalmasını sağlayacak bilgi aktarımı… Sibernetik biliminin kurucusu El Cezeri’nin ifadesiyle; "hayata geçirilmemiş her bilgi, doğru ile yanlış arasında bir yerdedir.” Eğitimde bilgiyi üretmek kadar onu doğru iletişimle bireye aktarmak ve hayata geçirmek, esas erektir.
Peki, bu söylediklerimizin metaverse ile ne ilgisi olabilir? Bugün bunu aktaracağım. Öncelikle eğitim modelleri başarısı ile ülkelerin kendini kanıtlamışlığı arasında güçlü bağlar vardır. Bildik örnekler genelde Finlandiya ve Singapur üzerinden verilir ama gelişme iddiasındaki pek çok ülke, daha verimli model peşindekoşmaktadır.
VEREN OLGUN ALAN UYGUN OLURSA…
Başarılı modellerin DNA’sında ise güçlü bir iletişim ağı olduğunu görüyoruz. Sonuçta bilgiyi kaynağından hedef zihinlere, oradan da davranışlara taşıyacak olan iletişim becerisidir. Eğitimcilerin nitelikli olması kadar, öğrencilerin iletişime konu olan algılama ve öğrenme frekanslarının yakalanması hayatidir.
Eğitimci tarafından öğrenme kapasitesi keşfedilmiş bir öğrencinin de bu sürece kayıtsız kalması düşünülemez. Nitekim öğrenci kelimesi yerine eskilerin kullandığı ”talebe” ifadesi, bilgiyi talep etmekten türetilmiştir ve eğitimin amacını daha berrak yansıtmaktadır. Kaldı ki gelecek hafta sunacağım çalışmalarda, iletişim araçlarının teknolojik aktarım kapasitesi ve insanın hangi duyu organıyla ne kadar bilgi edinebildiği, geçici ve kalıcı hafızaya hangi hızda yazabildiğine dair bulguları aktaracağım. Çeyrek asırlık çalışmalarda çarpıcı sonuçlar var ve metaverse çağında bu bulgular, başat belirleyici unsur olacaktır.
METAVERSE İLE BİYOVERSE ARASINDA KÖPRÜ KURMAK
Meteverse evreninde biyolojik bedenimiz yanı sıra zihinsel varlığımızın eline geçebilecek yığınca yeni fırsatı görebileceğiz. Newton, üzerinde yaşadığı dünyayı, zihin kapasitesindeki düşünce deneyleriyle tartabilmiş bir dehaydı. Bugün zihin dünyasını kullanmanın ve metaverse ile biyoverse (bedensel boyut) arasında gidiş/gelişlerin sistematik ve kolay hale geleceği ortamda acaba bizler, öğrenmeyi başka boyutlara taşıyabilir miyiz?
Metaverse’ün sayısız tanımının olabileceğini artık hepimiz biliyoruz ve konular değiştikçe bunların da konuya uygun şekilde yapılacağının farkındayız… Bu bağlamda Metaverse’ü, "insanlar arasındaki iletişimin yeni modeli” olarak da tanımlamak yerindedir. Zira insanlar, ilk olarak bir birleriyle işaret ve sesler yardımıyla hikâyeler anlatarak iletişim kurdular. Daha sonra bu işaretleri tabletlere çizme yolunu seçtiler. Yazı icat edildikten sonra yazılı iletişim baş gösterdi ve matbaanın keşfi ile bilgi ve yazılı iletişim hızla yaygınlaştı… Yıllar ilerlerken bilgisayar, iletişimin ortasına giriş yaptı.
Z KUŞAĞININ 3 BOYUTLU PİKSEL DAVRANIŞI
Öncelikle 2 boyutlu (piksel) internet siteleri, alış veriş siteleri, sohbet siteleri gelişme gösterdi ve iletişim; çağ atladı. Metaverse ise bizlere 3 boyutlu (Voksel) yönüyle yeni bir iletişim modelini sunuyor. Özellikle Z kuşağı 2 boyutlu alanlarda tıklamalar yerine, 3 boyutlu oyun arabirimlerine alışık olarak yetişen bir kuşak olarak geliyor ve geleceğe ilerliyor…
Peki, Metaverse iletişim yönünün yanı sıra hangi unsurları ile eğitim sektörüne temas ediyor/edecek? Gelin biz bu soruya birlikte cevap aramak için Eğitimde Metaverse bölümü başlatalım; Teknolojinin üst düzey gelişme gösterdiği yıllardan bu yana, özellikle Türkiye için bunu 2000’li yılları baz alalım; Eğitim ve teknoloji hep bir birinden ayrı ancak, paralel olarak ilerleyen bir nevi "denk küme” konumunda faydaya konu oldu.
UZAKTAN EĞİTİMİ ZİHİNE YAKIN KILMAK
Uzaktan eğitimde ilk kez teknoloji ve eğitim birbiriyle denk olmaktan öteye geçip, adeta örtüştü, bütünleşti, birbirine derinlemesine temas etti. Bu tip eğitim şekli "kalıcı olsun/olmasın” tartışmaları altında pandemi, dünya genelinde aşağı seyir izlemeye başlayınca, Türkiye genel olarak tercihini geleneksel eğitimden yana kullandı.
Pandemide kalıcı olması düşünülen bazı sanal derslerin hiçbiri sürdürülür müfredatta yer almadı. Ancak bazı eğitim ve öğretim kurumlarını bu genellemeden özenle ayrı tutuyorum. Zira onlar teknolojinin geleceğinin farkındalar… Yıl 2022’ye gelmiş ve geleceğe doğru ilerliyorken şimdi; Metaverse kavramının eğitim sektöründe çığır açıcı etkiler yaratması kuvvetli öngörüler arasında yer alıyor. Zira eğitim ve teknolojinin Metaverse sayesinde bir birine temas etmiş olmanın ötesine geçerek bir nevi kesişimkümesi oluşturacağı ve bu oluşan kesişim kümesinin de geleneksel eğitim modelini baştan aşağıya değiştireceği öngörülüyor.
2000’li yıllar eğitim-teknoloji ilişkisi
Örneğin; 90’lı yıllarda eğitimciler tarafından ‘’dönem ödevi’’ adı altında öğrencilere verilen çalışma ödevini öğrenciler, kütüphane, ansiklopedi bilgilerinden edinerek yapıyorlardı… 2000’li yıllara gelindiğinde bu ödev adını ‘’proje ödevi’’ olarak revize ederken, öğrenciler, internet sitelerinden araştırıp ödev yapmaya dönüşüm sağlamış oldu. Grafikte zaten denk küme bunu anlatıyor. Yıl 2019 olmuş ve küresel çapta bir salgın gündeme gelmişken; dijitalleşme kavramının dünya gündemine hızla giriş yapması, eğitimi de harekete geçirdi. Eğitimin tüm aksaklıklara rağmen sürdürülebilir olması açısından çözüm yolları arandı. Türkiye’de tek başlık altında "Uzaktan Eğitim” çözümünde yol hartası belirlendi.
2023 ve sonrası eğitim ve teknoloji ilişkisi
Gelecek hafta Metaverse’ün eğitime temas eden unsurları ve yeni nesil eğitimde kesişim kümesi niteliğini taşıyacak Metaverse üzerinden değerlendirmelerime devam edeceğim…
https://www.ekonomim.com/kose-yazisi/iletisimin-yeni-yolu-metaverse-egitim-modeli-olursa/671795
----------------------------------------------
Vasat eğitim yöntemleri; orta gelir tuzağı inşa eder
22 Ekim 2022 Cumartesi
Eğer Türkiye ilk 10 ülke içine girme iddiasını Cumhuriyetin 100 yılını geride bıraktığı süreçte de devam ettirecekse, bunu mevcut vasat ve sıradan süreçlerle başaramaz. Vasat süreçlerin başında da eğitim sistemimiz geliyor.
Peki, sıra dışı olmak mı gerekir?
Evet; üretimi baş tacı etmek, sırtımızdaki kenelerden paçalarımızdaki prangalardan ve safralarımızdan kurtulmak gerekir. Vasat ülke olmak nedir peki? İnsan kaynağını vasat eğiten ve olağanüstü başarılar yerine sıradanlıkla, vasatlıkla yetinmenin adıdır.
Pi sayısını vasati 3 alırsan, uzaya çıkamazsın. Bilgi yerine kanaat ile yetinirsen, vasat kalır, kıt kanaat geçinirsin. Vasat öğretmenin vasat öğrencisi, vasat yöneticinin yanında işe başlayan vasat çalışan… Bireyleri vasatlardan oluşan bir şirket için vasatlık, bu yüzden kader olur. Üretimin kenesi olarak üçüncü sıraya vasatlığı almamın sebebi, tam da budur. Her toplumun %2’si, sıra dışı zekâlardan oluşur. Sorun, bu %2’ye ne yaptığına dairdir. Eğer onu olağanüstü eğitir, sıra dışılığını besler ve sıra dışı işler yapsın diye sıradanların yöneticisi yaparsan, vasat gelir tuzağından çıkarsın.
ORTALAMA SÖYLEMİNİN İFLASI ÇAĞINDAYIZ
Ya da vasati 50 çöp ile yetinir, küresel rekabette kırık çöpü çeker, uygarlığı ıskalarsın. Vasat; ortalama demek… Hem de ölümcül ortalama…
İnsan başını eksi 25 derecede soğut, ayağını artı 100 derecede kaynat, göbeği ORTALAMA 37,5’tir ama ölüdür. Çok iyileri, iyileri ayrıştırmadan, yeteneksiz ve kötülerle harmanlamak tam da budur. Ortalamayı tutturmuş, vasatı sağlamış ama olağanüstü başarıyı öldürmüşsündür. Kem alât ile kemalât (sıradanlıkla mükemmellik) olmayacağına göre ortalamanın üzerine çıkmak için her alandaki vasatlıklarımızla yüzleşmemiz şarttır.
Burada başat adım eğitim, başat aktör öğretmendir. Ancak öğretmen yetersiz kalırsa? Ne mi olur? ÖĞRETMENİN eğitmekte yetersiz kaldığını; POLİS yakalamak, HAKİM tutuklamak, GARDİYAN beklemek zorunda kalır.
SIRADAN ÖĞRETMENLE YÖRÜNGEYE ÇIKAMAYIZ
Öğretmenler için "yok sensiz olmaz” şarkısıyla onlara ne kadar muhtaç olduğumuzu özellikle gündeme getiririz her 24 Kasım’da…
Yok, sensiz olmaz ancak biliyoruz ki sıradan öğretmenle de olmaz. Çünkü bilgiye erişimin artık her yerde her şeyle mümkün olduğu çağda, bizlere ezber yükleyecek değil, nitelikli bilgiyle yüceltecek öğretmenlere ihtiyacımız var. Bilgi, müminin yitik malıdır; nerede bulsa, alır… Teknoloji, bilgiyi bugün parmağımızın ucuna getiriyor. Fatih Projesi, çocuklarımız bilgiyi bulsun, kullansın diye. Metaverse, teknolojinin geldiği olgunluk düzeyinde, eğitim için yeni, sıradışı fırsatları sunması açısından son derece önemlidir. Daha fazla gecikemezdik. Her çocuğumuza bilgiye erişim cihazları temin edene dek bu fetih sürecek… Ta ki bilgiyi baş tacı edip, hayatla ilişkilendiren yeni nesiller oluşturana dek. Fakat bu projenin bana göre en önemli ayağı kesinlikle öğretmenlerdir. Fatih projesi, Fırsatları Artırma ve Teknolojiyi İyileştirme Hareketi olarak biliniyor. Bu iddia ile biz Fatih’i var ettik. Ancak Fatih projesi aynı zamanda Akşemseddin Projesidir. Fatih projesi, Molla Gürani projesidir.
ÖĞRETMENLERİ DÖNÜŞTÜRMEDEN FATİH’LER OLMAZ
El Cezeri’nin dediği gibi; "hayata geçirilememiş her bilgi, doğru ile yanlış arasında bir yerdedir” ve öğretmenler, tam da bunu sağlamak için var. Müfredatı çocuklara ezberletme odağındaki eski kuşak anlayışların dışına çıkılarak "bilgi okuryazarı” öğretmen kuşağını var etmek zorundayız. Ancak Akşemseddin’ler, Molla Gürani’ler sayesinde Fatih’leryetişebilir. Öğretmeni dönüştürmeden sadece cihaz ve Internet sağlamakla yetinirsek, Mr. Google veya Miss Wikipedia’nın öğretmenliğinde "kopyala-yapıştır” nesli oluşur. Oysa bize çağı fethedecek beyin ve yüreklere sahip Fatih’ler gerekiyor.
Metaverse, iletişim becerilerinde yeni imkânlar sunuyor, zihin varlığı (metaverse) ile beden varlığı (biyoverse) arasında kullanışlı gidiş-geliş sağlıyorsa, bunu eğitim için neden kullanmayalım? Özellikle avatarımız derse girerken biz fiziksel bedenimizle başka diyarlarda, uğraşlarda olabiliriz. Teknolojik olmayan bir sorunu, teknolojiyle çözmeye kalkmıyoruz metaverse ile… Sadece öğrenme sürecine teknolojiyi uygularken, daha yetkin öğretmen kavramını dile getiriyoruz. Daha önceleri çocukların eline tablet verip, akıllı tahtalar ile bunu çözebileceğimizi sandık ve fena halde yanıldık. Zira akıllı tahta olmaz, akıllı öğretmen olur.
BU NEYİN TAKDİRİ, NEYİN TEŞEKKÜRÜ?
Karneleri alıp, yaz tatili başlangıcı hatırlayın. Sizin de dikkatinizi çekti mi bilemem ama benim kafayı taktığım bir konu var; karneler, takdir ve teşekkürden geçilmiyor. Sanırsın bütün ilköğretim, yaz dememiş kış dememiş ve takdir belgesi yahut teşekkür ile ödüllendirilmiş… Buraya kadar güzel… Ancak kafamı kurcalayan şu ki; ortalık takdir teşekkürden geçilmezken şu Pisa sonuçları nedir? Pisa; OECD’nin Uluslararası Öğrenci Performansı Değerlendirme Raporu…
72 ülke ve ekonomik bölgede; 15 yaşındaki 540 bin öğrencinin katılımıyla yapılıyor bu test ve Türkiye 50’nci sırada, üstelik önceki yıllara göre daha da gerilemişiz. Daha da vahimi, okuduğunu anlamada sonuncuyuz.
Vasat gelir tuzağından kurtulmanın kalıcı yolu, eğitimi vasatlıktan kurtarmak ise takdir ve teşekküre boğduğumuz çocuklarımızın eğitim kalitesini sorgulamalıyız. Veli odaklı çalışan özel eğitim kurumları, takdir teşekkür gazıyla çocuklarımızı oblomovlaştırıyor. Hani şu bilgisi olmadan fikri olan roman kahramanı…
Olmayan başarıyı alkışlamak, eğitimcilerimize has bir kötü alışkanlık değil kuşkusuz… Yıllardan beri ekonomi servisi yönetirim. Gözlemim şu oldu: Büyüme hızı gerilediği yıllarda plaket sektörü patlar. Bir bakıma "olmayan başarıya ödül” diyebilirsiniz.
Bir tür ritüeli vardır. Plaket veren ve alan yan yana durur , sağ eller tokalaşırken, sol eller üzerinden plaket devredilir, fotoğrafçı deklanşöre dokunurken hazirun ellerini çırpmak suretiyle "takdir” sesi çıkarır, sunucu da "teşekkür” eder.
METAVERSEĞİTİM TAM DA BU YÜZDEN GEREKLİ ARTIK
Peki bu takdir teşekkür belgesi veya plaket seremonisi hangi inancın, ibadetidir veya ne gibi değer üretir? Cevap vereyim; itibar açlığı çekenlere iyi gelse de hemen hemen hiçbir değer üretmez, aksine inanç bağlamında israftır, haramdır. Hele ki çocuklarımızı uzun tatiller, son hafta okula dahi göndermeyi, sınıfta kalmalarına izin vermeyip, olmayan başarılarını takdir ve abartarak teşekkür ile iğdiş edip onların egolarını şişirmiyor muyuz, en çok buna üzülüyorum.
Bizim oğlan, çok zeki ama biraz tembel… Ezbere dayalı bu eğitimi "takdir” edenlere karne versek acaba hiç biri teşekkürü hak eder miydi?
Aşağıdaki tablo, "iflasın ilâmı” adeta... Kamunun öğretmen alımlarında kullandığı sınavda adaylara, okutmaya talip oldukları alana dair 50 soru soruluyor. Yorumu ben değil, rakamlar üzerinden siz yapın...
Klasik eğitime dair temel sorunları sıraladım ve haftaya sözü metaverse destekli eğitimi anlatmadan önce mevcut duruma dair bir özet geçtim. Haftaya, metaverseducation kavramını irdeleyecek, avatarım ile avatar öğretmeni arasında yaşanacak yeni eğitim sürecinin dinamiklerini anlatacağım.
https://www.ekonomim.com/kose-yazisi/vasat-egitim-yontemleri-orta-gelir-tuzagi-insa-eder/672407
----------------------------------------------
Şeref Oğuz? Yok. Avatarı? Burada! Metaverseğitim başlasın…
29 Ekim 2022 Cumartesi
Dün; sorunumuz bilgiye erişim idi. 2000 yıl önceki Platon Akademisi girişinde; "Geometri bilmeyen giremez” yazıyordu. 1000 yıl önce okulları yaygınlaştırdık, sınıfı icat ettik. 300 yıl önce dersleri tanımlamaya başladık ve not sistemini yerleştirdik. Bugün ne yaptığımız ve yapamadığımız ortada…
Neler yapabildiğimizi geçen hafta yazmış ve mevcut eğitim sisteminin başarabildiklerini sıralarken, teknolojinin sağladığı nimetler sayesinde daha verimli öğrenme yöntemleri geliştirebileceğimizden söz etmiştim. Özellikle metaverse teknolojileri sayesinde metaverseducation kavramını tanımlamış ve Metaverseğitim yöntemlerini sıralayacağımı yazmıştım.
Bizler, dışımızdaki evreni 5 duyu ile algılarız. Öğrenme; bizi çevreleyen hayatı anlama gayretidir ve hayatı anlamlandırma sürecini tanımlar. Eğitim, iletişim sayesinde hayat bulabildiğinden insanın 5 duyusunun iletişim kabiliyetlerini sıralamakta fayda var.
Özellikle duyma, en bildik öğrenme yöntemidir. Kulak; 5 duyu içinden iletişimde en fazla kullanılan organımız sayılabilir. Tablodaki rakamları tekrarlamak niyetinde değilim, meraklısı onlara bakıp duyu organları arasında iletişim kabiliyet becerisine dair kıyaslama yapabilir.
Tat ve koku da öğrenmeye dairdir ancak bu duyu organlarına dair parametrik veriler net değildir. Fakat dokunma, gözle izleme, bilinçli izleme ve metaverse’ün de içinde yer aldığı interaktif iletişim, açık ara tüm duyu organlarından daha üstündür. Zira burada sadece 5 duyu değil, bu organların ardındaki zihin gücü, bilinç gibi üst yapılar devreye girmektedir.
Söz konusu teknoloji ise iletişim becerilerini daha üst iklime taşımak pekâlâ mümkündür. Nitekim içinde yaşadığımız dönemi; "iletişim çağı” olarak adlandırmak tam da bu yüzdendir. Tabloda iletişim cihazlarının kapasiteleri, veri akış hızları ve hangi ortamda nasıl bir bilgi debisi oluşturduklarını görebiliriz. Burada önemli olan, 5 duyu ile kıyaslandığında, iletişim cihazlarının veri iletmedeki kabiliyetlerinin kıyas kabul etmez derecede üstün olmalarıdır.
Fakat bu üstünlük, iletilen verinin anlamlandırılmasında elbette farklı bir boyut kazanacaktır. Eğitim zaten, teknoloji sayesinde bilgiye erişimle sınırlı olmayan, onu fersah fersah aşan daha yüce bir kavramdır. Bu yüceliği, eğitimin ana amacı olan hayatı anlamlandırma üzerinden tanım bulur kendine…
Eğer bizler teknolojinin insanın duyu organları donanımına kazandırdığı bu kabiliyetleri, akıllıca yöntemlerle kullanabilirsek, atalarımızdan ve bugünkü nesilden daha verimli yollar bulabilir, Matrix filmindeki Neo’nun, 1 saatlik zihin yüklemesi ardından "artık kung fu biliyorum” coşkusuna varabiliriz.
Bilgiye ulaştık, 5 duyumuzu teknolojiyle yetkinleştirdik ve öğrenme hız/kalitemizi yükselttik. Peki, bu ne işe yarayacak ve "öğrendim” diyebilmek, nasıl mümkün olacak? Burada 5 duyu ile teknoloji bileşkesinde başka bir kavram ile tanışıyoruz; "hafızada kalma oranı…”
Tabloyu inceleyin ve varmak istediğim Metaverseğitim yetkinliğinin hafızada kalma yetkinliğini ne derece arttırdığını not edin. Tam da bu noktada artık Metaverseğitim söz konusudur. Zira bir projeyi gerçekleştirme basamağı, benim biyolojik bedenim (biyoverse) ile zihinsel varoluşum (metaverse) arasında olup bitenler bütünü halini alacaktır.
Gerek gerçek bir deneyimi canlandırma, gerek interaktif multimedya dediğimiz %90’lık hafızada kalma oranı, pekâlâ yeni okul kavramının yerini alabilir. Eğer bu cümleyi iddialı buluyorsanız, alıştırarak söyleyeyim; Metaverseğitim yöntemi bu olacak ve öğrenme hız/kalitesini arttıracaktır.
Yazı başlığım; sınıftaki yoklama diyaloguyla başlamıştı. O gün biyoverse (ben ve fiziki bedenim) derse gelmemiş olsa da avatarım (zihinsel yansımın temsilcisi) derstedir ve tüm dikkatiyle öğrenmeye odaklanmıştır.
Metaverse ile biyoverse, bütünleşme sürecinde edindiği data, veri, bilgi ve bilgeliği bana kazandırmakla kalmayacak, bu yetkinlik benim davranışlarımı geliştirecek, dönüştürecektir.
Gelecek hafta
Metaverseğitim sayesinde mevcut eğitim sistemini nasıl dönüştürebileceğimiz irdeleyecek, müfredatı dönüştürecek alanları sıralayacak ve metaverse teknolojilerinin bu alanda bize sağladığı yeni imkânları, somut örnekler üzerinden aktaracağım.
----------------------------------------------
Dönüştürürken değiştiren değil örtüştüren; Metaverseğitim
05 Kasım 2022 Cumartesi
Fark etmişsinizdir; özellikle Pandemi döneminde gündeme gelen onlineğitim (uzaktan eğitim), aynı zamanda iş dünyasının Dijital dönüşüm süreciyle de paralel bir şekilde ilerledi diyebiliriz. Dijital Dönüşümden söz ederken herkes ama herkes bu dönüşümün değiştiren ve geliştiren tarafıyla ilgilendi, bilgilendi, ilerledi.
Ancak Eğitim için aynı döngüden söz etmek mümkün olmadı. Olamadı… Çünkü daha öncede bahsettiğim üzere eğitim ve teknoloji bu süreçte sadece bir birine temas etmiş (öpüşmüş ) oldu. Teknolojidendestek alan eğitim, uzaktan eğitim adı altında gelişme göstermiş olsa da tam anlamıyla bir dönüşüme girmedi ve sürdürülebilir şekilde ilerlemedi.
TÜRKİYE’DE LAFI ÇOK KENDİSİ YOK
Yıl 2022’ye gelmiş ve pandemi eski hararetli dönemini kaybetmişken, hepimiz "Metaverse’’ kavramı ile tanıştık. Mataverse’ün tanımının ne olduğu, ne olacağı ve hangi alanlarda mevcudiyet oluşturacağı sorularına cevap ararken, "verse” teknolojilerinin en çok etkili olacağı alanların başında eğitimin olacağı iddiası da ortaya atıldı. Bu iddianınüzerine Türkiye’de uygulamaya geçen çok fazla örneğe rastlamadık henüz. Nitelikli İçerik oluşturma konusunda da yeterli seviyede olamayan ülkemiz, halen verse teknolojilerinin eğitim üzerinde nasıl uygulanabilir örnekleri açığa çıkaracağı konusunda güçlü ve gerçekleşmesi mümkün öngörülere sahip değil. Hükümetin metaverse kavramını, artırılmış gerçeklik gözlükleri takanl