Başbakan Yardımcısı ve ekonomi yönetiminde yer alan bakanlar geçtiğimiz hafta bugün Orta Vadeli Programı (OVP) açıkladılar. Konu, o gün televizyonlarda ve ertesi gün de gazetelerde gündemdeki yerini aldı. Sonrasında yine yeni gündemler, yeni konular…
Oysa OVP, 2015-2017 dönemini kapsıyor ve 3 yıllık. Yani; önümüzdeki 3 yılda ekonomideki beklentiler bu programda yer alıyor. Üstelik bu OVP’nin, Türkiye’nin 2023 hedefl erine ulaşmak için gerekli atılımların gerçekleştirilmesi amacıyla tasarlandığı daha ilk cümlede ifade ediliyor.
Yine OVP’nin temel amacının; büyüme performansını yükseltmek, cari işlemler açığını düşürmeye devam etmek, enfl asyon hedeflerine ulaşmak ve böylece makroekonomik ve finansal istikrarı güçlendirmek olarak belirtiliyor.
Öte yandan makroekonomik politika tedbirleri çerçevesinde maliye politikasının; ekonomik istikrarın desteklenmesine, yurt içi tasarrufl arın artırılarak cari açığın kontrol altında tutulmasına, enflasyonla mücadele edilmesine ve büyüme potansiyelinin yukarı çekilmesine yardımcı olacak şekilde uygulanacağına vurgu yapılıyor.
Daha işin başında söylemek gerekirse, maliye teorisinde yer alan bir önemli konu vardır. Maliye politikasının temel amaçları; ekonomik istikrar, ekonomik büyüme, gelir dağılımının iyileştirilmesi olarak sıralanırken bu amaçlar arasında çelişki olduğuna vurgu yapılır. Yani; bu amaçlara aynı anda ulaşmanın mümkün olmadığı ve iradi politika olarak mutlaka bir önceliklendirmeye ihtiyaç olduğu ifade edilir.
Şöyle ki; ekonomik büyümeyi öncelikleyen bir ekonomi politikası hedefi, aynı anda enflasyonu da kapsayan ekonomik istikrarı da hedefleyemez. Yani bir yandan büyüme diyeceksiniz, bir yandan da ekonomik istikrar adına enflasyonu frenleyeceksiniz. Bu iki hedefe aynı anda ulaşmak imkansızdır. Ekonomik büyüme "gaza basmak” ise, enflasyonu önleyerek fiyat istikrarını ve dolayısıyla ekonomik istikrarı sağlamak "frene basmak” anlamındadır.
Dolayısıyla bu ikisini aynı anda gerçekleştirmek mümkün değildir. Ne yazık ki; OVP’nin pek çok yerinde böyle temel ve kuramsal açmazlar yer alıyor.
Örneğin; enflasyon hedeflemesinin öne çıkarıldığı bu program ile önümüzdeki 3 yıllık ortalamada özel tüketim harcamalarının yüzde 4 olmasını beklemek hayaldir. Üstelik bu dönemde kamu tüketim harcamalarının artış oranı yüzde 3.1’de kalacak. Aynı şekilde; yurt içi tasarruf oranı yüzde 14-15 bandında seyrederken, 2014 yılında eksilerde bulunan özel sabit sermaye yatırımlarının program sonunda yüzde 10’u aşmasını hedefl emek de hayaldir. Bu kadar düşük yurt içi tasarruf oranı olacak, bu kadar kötü yatırım ortamı bulunacak ve buna rağmen 3 yıllık ortalamada özel sabit sermaye yatırım oranı yüzde 8.7 olacak.
Açıkçası bu 2015-2017 dönemi OVP, sadece enflasyonla mücadeleyi hedefl emiş durumda. Özellikle enfl asyonu durdurma adına Merkez Bankası yönetimi ile Başbakan Yardımcısı ve Maliye Bakanı aynı noktadalar. Her ayın 3’ünde açıklanan enfl asyon oranındaki frenlemez artışa gerekçe bulmada aynı paraleldeler. Ellerinden gelse enfl asyon azalsın diye neredeyse gıda ürünlerini sepetten çıkaracaklar. Her neyse…
Daha önce OVMP ve bütçe ile 2014 yılı enflasyon hedefi yüzde 5 olarak öngörülmüş iken şimdi artık teslim olunmuş durumda. Yıl sonu TÜFE yüzde 9.4 olarak revize edilmiş. Yani enflasyon hedefi yukarı yönlü neredeyse bir kat sapmış. Yeni OVP ile de enfl asyon oranının 2017 sonunda yüzde 5’e çekilmesi hedefl enmiş.
Sadece enflasyon hedefine kilitlenmek ve özellikle büyümeyi ıskalamak, ihracat artışını kendi akışına bırakmak, turizm ve yurt dışı müteahhitlik gibi altın yumurtlayan alanlar için en ufak bir politika tedbiri veya teşvik öngörmemek bu programdan bekleneni vermeyecek gibi görünüyor. Belki de bu program, hükümetin bir kanadının ve hatta daha yukarıların içine sinmemiş olabilir.
Dolayısıyla MÜSİAD’ın patentine sahip olduğu "orta gelir tuzağı” burada devreye giriyor. Bir türlü 10 bin dolar bandına oturmuş kişi başına milli geliri artıramıyoruz. Henüz bilmediğimiz yapısal düzenlemeler ve bu programda görmediğimiz gerçek dönüşümcü politikalar nedeniyle 2023 hedefl eri de artık ıskalanmış oluyor. Açıkçası 2015-2017 Orta Vadeli Program’ın "Orta Gelir Tuzağı”na düştüğü anlaşılıyor.