"Kur"an"ı ilk defa okuyan ve özellikle Müslüman olmayan birçok kimse, insan bakış açısından kendilerine bir nevi irtibatsızlık gibi görünen şeyle çarpılırlar. O, hem mistisizm hem de mantık içermesine rağmen, ne son derece mistik bir metne ne de bir Aristo mantığı elkitabına benzer. En güçlü şiiri içermesine rağmen tamamen şiir de değildir. Kur"an metni, İlahi Kelam"ın gücü altında beşer lisanının parçalanışını gözler önüne serer. Bu, bir dalganın denizdeki kayalara çarparak unufak olması gibi, beşer dilinin binlerce parçaya dağılmasıdır sanki. Kur"an dilinin bıraktığı ezici etkiyle, onun kaynaklandığı İlahi güç hissedilebilir. Kur"an beşer lisanını, birden İlahi Kelam"ın kabı olması ve insanın tasavvur edemeyeceği derecede sonsuz büyük bir güç karşısındaki zaafını ortaya koyması suretiyle bütün doğal acziyle sergiler."
(İslam İdealler Gerçekler/Seyyid Hüseyin Nasr/İz Yayıncılık)
"Ölünüz, ölünüz; bu ölümden korkmayınız! Çünkü, ölümle şu kirli topraktan kurtulur, göklere, ötelere yükselirsiniz! Ölünüz, ölünüz; bu nefs-i emareden yakanızı sıyırınız! Çünkü bu nefis bağ gibidir, zincir gibidir; siz de, o zincirle bağlanmış birer esir gibisiniz! Zindanı delmek için elinize bir kazma alınız! Zindanı delebilirseniz, padişah da siz olursunuz, emir de siz olursunuz."
(Divan-ı Kebir"den Seçmeler/Hz. Mevlana/Ötüken Neşriyat)
"Sosyalleşme süreci esnasında "damlacık", sanki kendinden daha büyük bir su birikintisi içerisinde, geldiği yerin (akl-ı küll, tevhid alemi) özlemini gidermek ister. Mesela aile içi sevgi eksikliği durumlarında, kişi beklediği kabul ve sevgiyi yakınlarında bulamazsa, civarındaki en yakın "su birikintilerine" yönelir. Bunlar alt gruplar, çeteler, spor kulüpleri, politik oluşumlar, dernekler, moda/trend akımları, sözde maneviyat yolları ve sayısız benzerleri olabilir. Bireyin, kendi değerlerinden feragat edip içinde yok olmak istediği her yönelim, aslında damlanın kopup geldiği denizi aramasıdır. Tarihte örneklerine tanık olduğumuz gibi, bazen bir millet yek vücut halinde bir ideolojiyi din olarak benimseyip toplumsal bir histeri yaşayabilir. Bireysel çaresizlik, milli birliğin içinde yok olup gider. En zayıf damlacık bile kendisini derya gibi hisseder."
(Dokuz Yüz Katlı İnsan/Dr. Mustafa Merter/Kaknüs Yayınları)
"Bir insanın hayatı da O"ndandır ve O"nun içindir ve nihai dönüş O"nadır. Görmek, duymak, konuşmak; kudret, irade, cömertlik, merhamet, aşk, her şeyi affedebilme kabiliyeti: Bunlar sırf kelimeler değil, aynı zamanda Allah"ın sıfatlarından insana verilmiş olan ilahi sıfatlardır. Bu isimleri, onların zuhurlarını kendimizde bulmaya çalışarak tanımaya gayret ettiğimizde kendimizi de Rabbimizi de tanımaya başlarız, zira bu sıfatlar Rabbimizle bizim müşterek sıfatlarımızdır.
(Esmaü"l Hüsna/Tosun Bayrak/Sufi Kitap)
"İlk güneşi duyuyoruz etimizde/Derimizde ansızın kaçak bir rüzgar yakalıyoruz/Bir serinliyoruz bilseniz bir serinliyoruz/Her gün gidip beş vakit/Denizi öpsek yeridir"
(Sabah Koşusu/Erdem Bayazıt)
http://www.yenisafak.com.tr/yazarlar/gokhanozcan/okuma-notlari-56250