Siyasi tartışmaların dışında objektif olarak bakalım: Türkiye’nin Otomobili Girişim Grubu (TOGG) son yıllarda Türkiye’de uygulanan en iyi sanayi politikası hamlesidir. Neden olduğunu açıklayayım. Otomotiv, Türkiye’nin en önemli sanayi sektörlerinden. Hem araba hem de parçalarını üretiyoruz. Türkiye Gümrük Birliği’yle orta teknolojili sanayilere terfi ederken hem Avrupalı tedarik zincirlerinin hem de Avrupa pazarını hedefleyen Asyalı otomotivcilerin gözdesi olmuştu. Diğer yandan, tedarik zincirinin pasif bir unsuru olmak riskli. Her ne kadar bizim sanayicilerimiz, COVID-19 sonrası Avrupalı tedarik zincirleri uzaktaki Çin’den Türkiye’ye kayacak diye ümitlense de, bence Avrupa Birliği’nin zaten üyesi olan Doğu Avrupa ülkeleri siyasi risk nedeniyle büyük otomotiv markalarının seçimlerinde önümüze geçecek. O yüzden tedarik zincirinin lideri olacak kendi üreticilerimize sahip olmamızda fayda var.
Tam da bu anda, eski markaların parsellediği otomotiv sektörüne girmek için bir fırsat penceresi çıktı: Elektrikli ve otonom araçlar. Bu fırsat penceresini kullanan, on küsur yıllık Tesla’nın piyasa değerinin bildiğiniz tüm otomotiv şirketlerinin toplamını geçti. Rivian diye Amazon’la beraber elektrikli kamyon yapan bir şirket var: 10 sene önce kurulan şirket geçen yıl halka arz edildi; şu an piyasa değeri BMW’den yüksek. Araba dediğimiz cihaz dönüşürken Türkiye için hem bir pazara giriş fırsatı hem de otomotiv yan sanayimizin bu dönüşümün dışında kalmaması tedbir alma mecburiyeti doğdu.
TOGG’un beş ortağından sadece iki tanesi otomotiv işinde. Diğer ortaklarından Zorlu enerji dağıtımı, pil ve tüketici elektroniği işinde. Turkcell, malum cep telefonu operatörü ve kendine göre yazılım işleri de yapıyor. TOBB da iş dünyasının çatı ve öncü kuruluşu olarak bu zor süreci başarılı bir şekilde yönlendiriyor. Şirketin ortaklık yapısı otomotiv işindeki dönüşümü yansıtıyor. Ancak daha önemlisi, TOGG ilk günden beri farklı alanlardaki start-up şirketlerle çalışıyor. Kimisi arabanın kamerasını yapıyor, kimisi sigortacılara daha iyi veri sağlamak için sürüş analizi. Geçen hafta da dünyanın belli başlı blok zinciri otoritelerinden MIT’de hoca Emin Gür Sirer ile bu konularda çalışmak için anlaşmışlar. Benim bildiğim otomotiv şirketlerin mühendislik birimleriyle yeni teknolojilerle ilgili konuştuğunuz zaman alacağınız cevap "biz zaten yapıyoruz, en iyi mühendisler zaten bizde” olurdu. TOGG’un en önemli adımı hem ülkemizde hem de global olarak büyük sanayi işlerindeki en önemli hastalıklardan "zaten”ciliği aşması olacak. Bu tip teknolojik ve zihinsel dönüşümleri yakalamak için zaten mevcut kurumsal yapıları terk edip TOGG gibi çevik ve hızlı yeni yapılar kurmak gerekiyor.
Değerli gazeteci Timur Sırt geçen gün Twitter’da bir anket yaptı: Ankete katılanların %60’ı TOGG’u "tamamen siyasi bir proje” olarak değerlendirmiş. Yine %60’ı "hiç başarı şansı yok” veya "bekleyip görmek lazım” demiş. Görünen o ki Timur Bey’in takipçileri siyasi olduğuna inandıkları bir projenin başarılı olacağına inanmıyor. Peki projenin başarı ölçütü nedir? Ürünün piyasada tutması mı? Çin’de her vilayetin kendi TOGG’u varken, bu işte global rekabet nasıl olacak göreceğiz. Ancak sanayi politikası sadece ticari sonuçlarla değerlendirilmez. Önemli olan TOGG’un sermayedarları ve diğer iş ortakları arasında çıkacak işbirliklerinin sonuçları. Buradan çıkacak ürünler arabanın çok ötesinde olabilir. Peki bu işbirliklerini kurmak için illa araba yapmak zorunda mıydık? Bir haftasonu hackathon yapıverseydik? O işler öyle olmuyor. Kişi ve kurumları uzun süre bir araya getirmek için bir ortak uzun vadeli misyona ihtiyacınız var. 10 sene önce İsrail’de gittiğim bir konferansta İsrail’in Ay’a gitme projesini "Ay’a gitmeye ihtiyacımız yok ama bu misyon için çalışırken öğreneceklerimize ihtiyacımız var” diye anlatmışlardı. Hala Ay’a gitmediler ama dünyanın en ileri teknolojilerini üretiyorlar.
TOGG ne zaman kötü bir adım olurdu? 2012’den beri her sanayi bakanının binip fotoğraf çektirdiği ama akıbeti bilinmeyen "borla çalışan araba” gibi bir zihni sinir projesi olsaydı kötü bir adım olurdu. Geçenlerde 127 milyon dolarlık fintek işi yapacağını açıklayan bir savunma sanayii şirketimiz gibi özel sektör işbirliği geliştirmek yerine işler devlet şirketlerine yaptırılsaydı kötü bir adım olurdu. Oysa, TOGG’un yaptığı esas iş büyük şirketleri, start-upları ve kamuyu anlamlı bir misyon çevresinde bir araya getirmek. Bu arada, TOGG’un şimdiye kadar aldığı toplam kamu kaynağı da hesaplamalarıma göre 2020’de COVID-19 nedeniyle boş kalan üçüncü havaalanına yapılan kamu ödemesinin yarısından az. Biraz siyasi körlüklerimizden kurtulsak mı?