Kur artışı ihracatı aynı ölçüde yukarı çekmiyor-Alaattin AKTAŞ / EKO ANALİZ

İktisat kitapları, ulusal para değer yitirince, yani döviz kuru artınca, ihracatın artacağını, buna karşılık ithalatın büyüme hızının düşeceğini, hatta gerileyeceğini yazar. Kuşkusuz ihracat ve ithalatın seyrini belirleyen yalnızca dövizin değer kazanıp kazanmaması değildir, bir dizi başka etken de devreye girer. Ama en önemli etken olarak kurun düzeyi gösterilir ve öncelikle buna bakılır. 

Buyurun son rakamlarla bu bağlantıya biz de bakalım; acaba ihracat ve ithalatımız döviz kuruna ne ölçüde paralel bir seyir izliyor... 

TÜİK'in açıkladığı son verilere göre haziranda ihracat 12.9 milyar dolar oldu ve geçen yıla göre yüzde 4 arttı. İthalat ise 20.8 milyar dolarda kaldı, geçen yıla göre yüzde 1'lik bir gerileme var. 

İlk altı ayda ihracatta yüzde 6.8 artış gerçekleşti, ithalat ise yüzde 4.8 azaldı. Haziran ayı itibariyle son bir yıllık dönemde ise bir önceki bir yıllık döneme göre ihracat yüzde 2.3 arttı, ithalat adeta hiç değişmedi, yalnızca yüzde 0.2'lik bir artış oldu. 
Rakamlar böyle... Peki acaba bu dönemlerde 0.5 dolar ve 0.5 eurodan oluşan döviz sepeti ne ölçüde bir değişime uğradı, bu değişim ihracat ve ithalatı ne ölçüde etkiledi? 

Tek başına kur artışı yetmiyor 

Döviz sepeti geçen yılın haziran ayı ortalamasında 2.1966 düzeyinde bulunuyordu. Sepet, bu yıl haziranda 2.4958'e çıktı, yani yüzde 13.6 arttı. Döviz sepetinin yüzde 13.6 arttığı bu bir yıllık dönemde ihracat artışı ise, biraz önce de aktardık yüzde 4'te kaldı. 

Kabul edelim, bir aylık rakam gerçek eğilimi göstermekten uzak sayılır. O bir ayda herhangi bir ihraç ürününde sıkıntı vardır, herhangi bir ülkeye ya da bölgeye olan ihracatta darboğaz yaşanmıştır. Nitekim haziranda Irak'a olduğu gibi... Dolayısıyla bir aylık rakamlara bakarak kur değişimi ile dış ticaret gerçekleşmesi arasında bağlantı kurmak pek de sağlıklı olmayabilir. O yüzden, daha uzun dönemli verilere bakmak gerekir. 

Biz de öyle yaptık ve hem yılın ilk altı ayındaki, hem de haziran itibariyle son bir yıldaki veriler üzerinden de değerlendirme yapmayı tercih ettik. 

Karşımızdaki tablo şöyle: Bu yılın ilk altı ayında döviz sepeti 2.5654 düzeyinde oluştu. Geçen yılın aynı dönemdeki 2.0916'ya göre yüzde 22.7 gibi önemli bir artış var. Peki bu artış ihracata ne ölçüde yansımış dersiniz. Sepetin yüzde 22.7 arttığı bu dönemde ihracattaki artış yüzde 6.8 düzeyinde kalmış. Yansıma çok sınırlı yani. Kur artışı, ihracatı çok fazla etkileyememiş, ancak ithalatın yüzde 4.8 daha düşük gerçekleşmesi sonucunu doğurmuş. Ancak bu gerilemenin de altın ithalatındaki düşüşten kaynaklandığının altını çizelim. Yani kur artışı ithalatı da aşağı çekememiş. 

Son bir yıllık tablo da ilk yarılarda oluşan tablodan çok farklı değil. Haziran itibariyle son bir yıllık dönemde sepet kur yüzde 18.8 artarken, ihracattaki artış yüzde 2.3'te kalmış. Bu dönemde ithalat da yüzde 0.2 düzeyinde bir artış göstermiş. 
Veriler çok açık; elbette kurun düzeyi ihracatı artıran, ithalatı sekteye uğratan bir etki yaratıyor, ama bu bağlantı sanıldığı ya da umulduğu kadar büyük de değil. Kaldı ki bizde bir de değerlendirmeleri adeta çarpıtan bir altın faktörü var. 

Altının etkisi 

Döviz kurunun ihracat ve ithalata olan etkisini irdelerken, dış ticaret verilerinin sağlıklı değerlendirilmesini engelleyen altın faktörünü göz önünde bulundurmak gerekiyor. Yıldan yıla büyük dalgalanmalar gösteren altın ticareti, toplam üzerinden yapılan önemli farklılıklara yol açabiliyor. Bu yüzden de, altın ticaretine ilişkin rakamları da aktarmakta yarar var. 

Örneğin haziran ayındaki altın ihracatı 77 milyon dolarda kaldı. Ancak ithalat 1.2 milyar dolara yaklaştı. 

İlk altı ayların ihracatı hemen hemen aynı; bu yıl 2.7 milyar, geçen yıl 2.5 milyar. Ancak ithalatta büyük gerileme var. Geçen yılın ilk altı ayında 9.5 milyar dolar olan ithalat, bu yıl 3 milyarda kaldı. Hem zaten altı aylık ithalattaki azalmanın kaynağı da altındaki bu gerileme. 

Haziran itibariyle bir yılda ise ihracat 10.5 milyardan 3.6 milyara, ithalat 13.4 milyardan 8.7 milyara geriledi. Bir yıllık altın ihracatındaki gerileme görüldüğü gibi çok daha belirgin. Yıllık ihracatta gözlenen yüzde 2.3'lük artış da, altın ihracatı sabit kalsaydı yüzde 7.3 olacaktı. 

Öyle anlaşılıyor ki, bundan sonra dış ticaret değerlendirmelerini hep altın dahil ve altın hariç olmak üzere iki bölümde yapmak gerekecek.

capture-20140730-194824.jpg

 

http://www.dunya.com/kur-artisi-ihracati-ayni-olcude-yukari-cekmiyor-156690yy.htm

 


Ekonomi Arşivi
Uzm.Klinik Psk.Gülşah AKÇAY CİVRİZ