Kendime Notlar (4): "geçici” vergiler, "kalıcı" hatırlatmalar için olabilir mi?

Pek çok ülke kamuoyu, olağanüstü/olağandışı dönemler/de ya da sonrasında sınırlı süreli getirildiği düşünülen ancak kısa bir süre sonra kalıcı hale gelme ihtimali olan "geçici" vergiler konusunda oldukça hassastır.

Aslında yürürlüğe konulan bir verginin fiscal olan/olmayan amaçları varsa, bir kerelik/sürelik bir vergi ile bu amaçlara ulaşılamayacak olmasının bilinmesi beklenir. İnsanlar, devletlerin bu vergilere normal zamanlarda başvurmadığını, büyük bir deprem, sel vb. doğal felaketler ya da çok büyük toplumsal olaylar sonrasında başvurduğunu bilirler.

"Geçici" denilmesinin "muhtemel" sebeplerinden ve mali gerekçelerinden biri, yaşanan gelişmeler sonrasında ortaya çıkan/çıkacak maliyetin tam olarak bilin(e)memesi olabilir mi? Yaşanan olağanüstü gelişmelere dair manzara biraz daha netleştikçe, bu vergilerin de misyonu değişebilir ve "geçici olması arzulanan" vergiler, "sürekli hale gelebilir" ve "kalıcı bir nitelik kazanabilir".

Bu yazdıklarımı 1991 yılında Almanya'da "geçici bir vergi olarak" uygulamaya konulmuş olan Dayanışma Vergisi (Solidaritätszuschlag) hatırlattı bana.

1991 yılında Doğu ve Batı Almanya'nın birleşmesinin mali yükünü finanse etmek maksadıyla konulan bu vergi, gelir vergisi ve kurumlar vergisinin %7,5'i oranında alınmaya başlanmış ve başlıca amaçları ;

Doğu Almanya'nın yeniden inşasını sağlamak

Almanya'nın birleşmesinin mali yükünü hafifletmek, olarak sayılmıştır.

1991 yılında yürürlüğe giren bu "geçici" vergi, oranlarda bazı değişiklikler ve istisnalarla birlikte...

1991, 1992, 1993.....2000, 2001, 2002.......2010, 2011, 2012... derken...

halen... yani 33 yıldır devam etmekte ve önümüzdeki yıllarda kaldırılması planlanmakta imiş !

*** *** ***

Bu ve benzeri "geçici" vergiler, [aklımıza ilk geldiği şekliyle] devletler tarafından bir takım mali beklentiler yanında [aklımıza pek de gelmeyen] bazı mali olmayan beklentilerle de konuluyor olabilir mi diye düşünmeye başladım:

insanlara "bir daha benzeri acılar yaşamayalım, siyasi, sosyal ve ekonomik olarak ayrılmayalım, doğusuyla (Doğu Almanya) batısıyla (Batı Almanya) ayrı gayrı olmayalım, bir daha bu acıları yaşamayalım" demenin "maliyece/devletçe" söylenmiş hali olabilir mi?

Ya da deprem, sel... vb. doğal felaketler yaşayan ülkeler için...

şehirleri planlarken,

evlerimizi yaparken daha özenli olalım,

daha planlı ve farkında olalım demenin başka bir versiyonu...

aslında alınması gereken mesaj net...

"geçici" vergi istemiyorsan,

"kalıcı" etkiler doğuracak "büyük hatalar" yapmamalısın!

Konuyu bu bakış açısıyla ele alınca, "geçici vergilerin" daha fazla can acıtıcı olması gerektiğini düşünüyor insan...

Bu "geçici acı" ile "kalıcı acılar" önlenebilsin diye!

Olabilir mi?

Kimbilir!

***

Almanya'nın Doğu/Batı Ayrılışına Dair Kısa Bir Not

II. Dünya Savaşı'ndan Sonra:

 

  • Almanya, müttefik devletler tarafından işgal edildi ve 4 bölgeye ayrıldı.
  • Batı bölgeleri (ABD, Birleşik Krallık, Fransa) ve Doğu bölgesi (Sovyetler Birliği) farklı ideolojileri temsil ediyordu.

 

Farklı İdeolojiler, Farklı Devletler:

 

  • 1949'da Batı bölgeleri, Federal Almanya Cumhuriyeti'ni (BRD) kurdu.
  • Aynı yıl Doğu bölgesi, Alman Demokratik Cumhuriyeti'ni (DDR) kurdu.

 

 

  • İki Almanya arasındaki sınır, Berlin Duvarı ile sembolize edildi.
  • Duvar, 1989'a kadar ayakta kaldı ve Doğu Almanların batıya kaçmasını engelledi.

 

 

  • Soğuk Savaş'ın sona ermesi ve Sovyetler Birliği'nin dağılması ile Doğu Almanya'da komünist rejim çöktü.
  • Berlin Duvarı yıkıldı ve Almanya yeniden birleşti.

 

 

  • Almanya'nın Doğu ve Batı ayrılması, Soğuk Savaş'ın en önemli olaylarından birisiydi.
  • Yeniden birleşme ise Avrupa'da barış ve istikrarın sembolü olarak kabul edilmektedir.

 

Makalelerim
Uzm.Klinik Psk.Gülşah AKÇAY CİVRİZ