"Kudüs sevilmeden insanlığa girilemez”
Kudüs savunulmadan insanlık savunulamaz. Kudüs'ün özgür olmadığı bir zamanda İslam aleminin özgürlüğünden bahsedilemez. İslam özgürlüktür, çünkü; Müslüman kula kulluğu cehaletin karanlık dehlizlerine gönderen aydınlık savaşçısıdır. Gönüllerin fethi insanlık onurunun tekrar yerine konmasıyla mümkündür.
İnsanlığın kutsal birikiminin sembolü Kudüs eğer esaret altında ise insanlık onuru da ayaklar altında demektir. Hiç bir Müslüman İslam'ın özgürlüğünü insanlığın birikiminden ayrı tutamaz. Kudüs zaman ve mekan planında gökten gelen muştunun taşa toprağa büründüğü kutlu bir mekan.
Kudüs'ün işgali, askeri ve siyasi anlamda bir toprak hakimiyeti mücadelesinden öte bir anlam haritası adeta.
İnsanlığımıza müdahalelerle deforme edilen, yıpranan ama her şeye rağmen istikameti de gösteren vicdanımıza, inancımıza, bilincimize açılan bir harita...
Kudüs haritası dünyanın nabzının attığı mekansal damar gibidir. Sokaklarından Mescid-i Aksa'ya, Kubbetüssahra'dan Kutlu Nebi'nin miracına uzanan yolculuğun hazırlıklarıdır. Hz. İbrahim'in gökle temas kurduğu mabed... İsa'nın ihanete karşılık olarak maveraya yükselmesi... Hepsi muallak taşındaki ayak izlerine birer işaret.
İlahi haberin, efsanelerin sisinde perdelenmeye çalışıldığı şu günlerde Kudüs haritasını yeniden açmak istikametini şaşıran insanlığımıza çok şey söyleyecektir.
Önce Hz. İbrahim'in mirasına ihanet eden, ilahi mirası kan ve nesep derecesine indiren kadim cehaletin modern versiyonları Kudüs'ü, Kudüs'ün anlamını, Kudüs'ün muştusunu zulüm ve öfke seliyle teslim alma çabasında...
Kudüs, direnen Kudüs, insanlığın çiğnenen onurunu yeniden iade etmek için elini uzatıyor.. Fizik planda kurulan tuzaklara, görünür plandaki esaretine rağmen Zeytin Dağından yarınlarını seyrettiğimiz yeni bir özgürlük yoluna bilenen insanlığın ışıltılı gökkubbesi...
Kudüs'ün esir alınmışlığını hiçbir Müslüman, insanlık haysiyetinden, insanlık değerlerinden yana olan hiç bir fert içine sindiremez.
Kudüs'ün işgal altında oluşunu meşrulaştıracak her bir mesaj, her bir söylem insanlık karşısında, tarihe, kutsala, kainatın varoluş anlamına karşı işlenmiş bir cürümdür.
Kudüs bilincini kuşanmayan bir Müslüman'ın ne İslam alemine ne insanlığa ne de yarınlara dair sözü olamaz.
Kudüs bilincini kuşanmak evrensel bir sorumluluktur, ayrıcalıktır.
Kudüs özlemi onun özgürleşmesiyle giderilebilir. Tıpkı, İslam aleminin özgürleşmesinin yolunun Kubbetüssahra'nın, Mescid-i Aksa'nın işgal vizesinden kurtarılmasından bağımsız düşünülemeyeceği gibi.
Kudüs sokaklarında direnen Filistinli çocuklar...
Her akşam kepenk indirirken, rızık peşinde koşmaktan daha fazla olarak, Siyonist işgale direnmenin bilinciyle yeni bir sabaha hazırlanan esnafın şükretmesi...
Gazze'den Mescid-i Aksa'ya yolları kesilen Filistinli anaların gözyaşlarının filizlenen Selahaddinlerin toprağını sulaması...
Kudüs özlemini, Kudüs anlamını, Kudüs özgürleşmesini Kudüs romantizminden ayıran bilinci kuşanan yeryüzünün kulluk idrakidir.
"Kalede işgal bayrağı dalgalanırken Cuma Namazı kılınmaz” bilincini kuşanıp yürüyen Maraşlı İmamın mirasını Kudüs bilincine dönüştürme zamanıdır.
Kudüs'ün işgalini meşrulaştıracak, Kudüs'ün asli kimliğini parçalayacak her girişimden, siyasalardan, vicdan kararmasından, akıl tutulmasından beri olacak devrimci bir idrak kuşanmaktır beklenen.
Kudüs'e pranga vurmaya çalışan Siyonist emperyalin oyunlarına, dünya dengelerinin aldatıcı gerekçelerine sığınmadan tüm insanlığa karşı hakikati seslendirecek bir manifestoya, bunu eyleme geçirecek kolektif bir akla ve iradeye muhtacız.
Miracın nebevi müjdesi, ilahi mesajı bizi bir kez daha Kudüs bilincini kuşanmaya çağırıyor. Bu çağrı Via Dolarasa'nın hüznünden çok Hz. Ömer adaletine, Kubbetüssahra'nın göksel aydınlığına çağırır. Aynı zamanda Hz. İsa'nın, Hz. İbrahim'in çağrısı muallak taşında yükselir. İsa'yı göklere çeken ilahi iradenin Hz. Peygamber'i göklerde kendi katına yükseltip tekrar insanlığa gönderişinin topografyasıdır Kudüs.
Ete ve kemiğe bürünmüş ırkçı taassupla, efsaneleriyle, kan kusan tankları ve uluslararası entrikaların tuzağıyla Kudüs'ü tutsak edenlerin hegemonyası kırılmadan ne biz özgürleşiriz ne de Mescid-i Aksa!