Ayşe Hanım Teyzem, "Benim, dövizle, faizle işim yok... Faizle tek işim, bankadaki üç paralık mevduat hesabına aldığım faiz. O enflasyonun altında kalmıştı. Param eriyordu. Belki mevduat faizi artar enflasyonun üzerine çıkar. İşte o kadar...” diyor. Diyor da... Yanılıyor.
Döviz-faiz Ayşe Teyzem’in sırtına binecek
Merkez Bankası dövizdeki tırmanışı durdurmak için faizi artırdı... Sonuç ne oldu? Daha önce 1.85 TL’lerde dolanan dolar fiyatı 2.20 TL’nin üzerinde... Merkez Bankası daha önceleri bankaları yüzde 7 dolayında ortalama faizle fonluyordu. Bu faiz oranı yüzde 10‘un üzerine çıktı.
Ayşe Hanım Teyzem’in para ödeyerek satın aldığı her türlü mal ve hizmetin maliyetinin içinde (1) Döviz var. (2) Faiz var.
Bazılarında çok var, bazılarında az var. Tüpgazda var, doğalgazda var. Elektrikte var... Ekmekte var. Maydanozda var...
Maydanozda olur mu? Olur. Maydanozu üreten çiftçi gübre kullanıyor, mazot kullanıyor. Maydanoz pazara kamyonla taşınıyor. Bunlar için döviz ödeniyor. Çiftçinin borcu var, faiz ödüyor. Kamyoncunun kullandığı kamyonu üretenlerin döviz yükü, faiz yükü var. Kamyoncunun borcu var. Bütün bunlar sonuçta maydanoz fiyatına, döviz yükü, faiz yükü olarak binince, maydanozun fiyatı yükselecek.
Yatırımcı ile üretici ayakta kaldığı sürece yük artar
Döviz ve faiz yükü ilk aşamada yatırımcıyı, üreticiyi üzer. Döviz fiyatı ve faizin çok hızlı arttığı dönemde yatırımcı ve üreticiler eğer yıkılmazlar, ayakta kalmayı başarabilirler ise, bir süre sonra döviz ve faiz yükünü fiyatlara yedirerek bütünü ile Ayşe Hanım Teyzem’e aktaracaklardır.
Bu kaçınılmazdır. Bu oyunun kaidesidir. Bu serbest piyasa ekonomisinin gereğidir. Hiçbir yatırımcı, üretici, varını yoğunu satarak, döviz ve faiz yükünü sineye çekerek, ürettiği mal ve hizmetin fiyatını aynı çizgide tutamaz.
Tüketici kredisi alan faiz yükünü aktaramaz...
Mal ve hizmet üretenler, sanayici, esnaf, döviz fiyatında ve faizde ortaya çıkan artışı maliyete yedirir. Maliyet artışı sonucu mal ve hizmetin fiyatı yükselir. Sonuçta döviz ve faiz yükü tüketiciye intikal eder. Tüketicinin sırtına biner.
Ne var ki tüketici kredisi kullananlar, ihtiyaç kredisi, konut, taşıt kredisi için borçlananlar, kredi kartı borçluları artan faiz yükünü kimseye yıkamazlar.
Faiz yükünün tamamı tüketim kredisi kullananların sırtında kalır.
Peki gaz ve elektrik zamları ne olacak?
Döviz ve faizin artışı ürünlerin fiyatlarını farklı ölçüde etkiler. Çünkü bazı ürünlerde dövizin, bazılarında faizin yükü ağırdır.
Örneğin otomobil, bilgisayar gibi ürünlerde döviz yükü faiz yükünden fazladır. Buzdolabı, çamaşır makinesi gibi ürünlerde faizin yükü, dövizin yükünden fazladır.
Örneğin ekmekte hem döviz yükü var, hem faiz yükü var. Döviz yükü buğday üretimindeki gübreden, mazottan başlıyor, değirmende kullanılan elektrik ile nakliyedeki mazot ile devam ediyor. Fırında yakılan doğalgaz veya mazot ile sona eriyor. Faiz yükü çiftçiden başlıyor, her kademede devam ediyor. Bakkalda sona eriyor.
Şimdi geldik en önemli noktaya. Fiyatlar ne kadar artar? Devletin resmi enflasyon rakamı 2013 için 7.4 idi... Önümüzdeki şubat ve mart aylarında her mal ve hizmetin fiyatı farklı ölçüde değişecek.
Bazı malların fiyatı az, bazılarınınki çok artacak. Ortalama fiyat artışları (bir yıl önceye göre değil, 2013 Aralık ayına göre) yüzde 10’un üzerine, yüzde 12’lere çıkabilecek.
Tüketiciyi esas üzecek olan, seçim sonuna ertelenen gaz ve elektrik zamları olacak.
Ortalık toz duman ama bu da geçer...
Öldük bittik bir durum yok... Bu da geçer... Ama üzerek geçer, yıkarak geçer... Bir gerçek var. Krizler ekonomideki çalkantılar, dövizdeki ve faizdeki artışlar en çok alt gelir gruplarını üzer. Böyle dönemlerde gelir dağılımı bozulur.
Neden? Çünkü dövizin artan fiyatı birilerinin cebinden çıkıyor ama birilerinin de cebine giriyor. Faizi artınca birileri faiz öderken, birileri o faizi cebine koyuyor.
Açık anlatımıyla, kimin dövizi var, kimin sermayesi bol ise, kim döviz satabilecek, kim parasını faizle kullandırabilecek durumda ise onlar bu dönemlerde varlıklarını artırırken, dövizi yüksek fiyatla satın alanların, yüksek faiz ödeyenlerin varlığı eriyor, azalıyor.
Ekonomi denilen oyunun kaidesi bu. Birileri kaybedecek. Birileri kazanacak. Önemli olan kaybetmeyen tarafta olmak...